Yapı kimyasalları sektörünün öncü
markalarından Kalekim Lyksor, yerelleşme odaklı yaklaşımı ve uluslararası
büyüme stratejileri doğrultusunda hem Türkiye’de hem de global pazarlarda
yatırımlarını istikrarlı biçimde sürdürüyor. Kısa süre önce Fas’ta yeni üretim
tesisini devreye alan Kalekim Lyksor, 12–15 Kasım tarihlerinde İstanbul Expo
Center’da gerçekleştirilen Hazır Beton Fuarı ve Zirvesi’nde sektör
profesyonellerinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Kalekim Lyksor Genel Müdürü
Bimen Kadiroğlu ile bir araya gelerek şirketin ulusal ve uluslararası büyüme
stratejilerini, sektörün dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gündemini, yeni
yatırımları ve 2026 yılına yönelik hedeflerini ele aldık.
Kalekim Lyksor için 2025 Hazır Beton Fuarı
nasıl geçiyor?
İki yılda bir düzenlenen bu fuar, hem stratejik açıdan
çok önemli hem de oldukça heyecan verici bir buluşma noktası. Sektörün
gelişimine ciddi katkı sunan fuarda, tüm paydaşlarımızı bir arada görmek
mümkün. Yakın zamanda makrosentetik fiber üretimine başlayacağız ve bu
yeniliğimizin lansmanını da fuar kapsamında yapmak istiyoruz. Bunun yanı sıra
yeni yatırımlarımızı da burada misafir ettiğimiz iş ortaklarımızla paylaşma
fırsatı buluyoruz.
Kısa süre önce Fas’ta üretim tesisimizi faaliyete
geçirdik. Önümüzdeki dönemde Romanya ve Irak’ta iki yeni yatırım planımız daha
bulunuyor. Dolayısıyla hem mevcut projelerimizi duyurmak hem de geleceğe
yönelik adımlarımızı tanıtmak açısından bu fuar bizim için büyük önem taşıyor.
“Lojistik Güç Rekabet Avantajı Sağlıyor”
Fas’taki yatırımınıza değinerek başlamak
istiyorum. Fas’ın tercih edilmesinde stratejik nedenler nelerdir?
Öncelikle Fas, Afrika’ya açılan bir pencere. Bunun
çeşitli sebepleri var. Birincisi ülkedeki para istikrarı. Öncelikle ülkedeki
para politikalarının istikrarlı olması yatırım açısından büyük bir avantaj
sağlıyor. Yatırım yapılan bir ülkede kâr payı dağıtımı, para transferi gibi
finansal süreçlerde sorun yaşanmaması kritik öneme sahip.
Ayrıca ülkenin genel güvenlik ortamı ve istikrarlı
yapısı da yatırımcılar için önemli bir çekim unsuru. 2030 Dünya Kupası’nın bir
bölümünün Fas’ta gerçekleştirilecek olması da ülkeyi altyapı, inşaat ve sanayi
yatırımlarına oldukça açık hale getiriyor. Biz de bu gelişmeleri
değerlendirerek Fas’taki yatırıma dahil olduk ve bugün geldiğimiz noktada
bundan büyük memnuniyet duyuyoruz.
“Fas, Yurt Dışındaki İlk Üretim Tesisimiz
Olarak Önemli Bir Kilometre Taşı Oldu”
Ulusal ve uluslararası alanda fabrika
yapılanmanız ve yatırımlarınız nasıl ilerliyor?
Türkiye’de hâlihazırda Diyarbakır, Mersin, İzmir ve
İstanbul’da olmak üzere dört üretim tesisimiz bulunuyor. İzmir’de ikinci bir
fabrikanın yatırımı sürüyor. Altıncı fabrikamızı ise Samsun’da hayata
geçireceğiz. Bu tesiste makrosentetik fiber, toz polikarboksilat ve kurutma
tesisi yatırımlarını aynı çatı altında konumlandırıyoruz.
Fas ise yurt dışındaki ilk üretim tesisimiz olarak
önemli bir kilometre taşı oldu. Uluslararası büyüme stratejimiz kapsamında iki
farklı ülkede daha yeni fabrika yatırımları planlıyoruz.
Sektör artık eskisi gibi değil. Monopol yapıların sona
erdiği, rekabetin çok daha dinamik hale geldiği bir döneme girdik. Bugün işin
olduğu coğrafyalarda bulunmak büyük önem taşıyor. Bu noktada lojistik güç
rekabet avantajı sağlıyor. Lojistik ağınızı ne kadar genişletirseniz, tercih
edilen bir marka olma ihtimaliniz de o ölçüde artıyor. Biz de bu anlayışla
büyümeye ve yatırımlarımızı stratejik şekilde konumlandırmaya devam ediyoruz.
“Yeni Nesil Polikarboksilat Bazlı Ürünler
Artık Bir Gereklilik”
Yapı kimyasalları sektörde belki de az
konuşulan ama kritik öneme sahip bir alan. Bu alandaki kapsamlı faaliyetleriniz
nelerdir? Kalekim Lyksor markasının
AR-GE ve inovasyon çalışmalarını nasıl değerlendirirsiniz?
Beton, dünyada en fazla kullanılan yapı malzemesi
konumunda. Betonun temel bağlayıcısı olan çimento ise, sudan sonra dünyada en
çok tüketilen ikinci madde olarak önemini koruyor. Bu ölçekte bir kullanım
alanı, betonun yaşamımızdaki kritik rolünü açıkça ortaya koyuyor. Deprem
kuşağında yer alan ülkemizde güvenli yapıların inşa edilmesi ise yüksek
mukavemetli betonlardan geçiyor. Bugün evlerimizde huzurlu ve güvenli bir
şekilde yaşıyorsak, bu büyük ölçüde yüksek dayanımlı beton teknolojilerinin bir
sonucudur.
Biz, yüksek mukavemetli ve sürdürülebilir yapılar için
yeni nesil polikarboksilat bazlı ürünlerin artık bir gereklilik haline
geldiğine inanıyoruz. Kalekim Lyksor’un “Innovation and Trust” yani “İnovasyon
ve Güven” sloganı da bu yaklaşımımızı yansıtan temel iki değerimizi ifade
ediyor.
Bu doğrultuda uluslararası ölçekte ciddi danışmanlık
destekleri alıyoruz. Şu anda Belçika’daki Gent Üniversitesi ile teknik
danışmanlık görüşmelerimizi sürdürüyor; mevcut polimerlerimizi onların
uzmanlığıyla geliştiriyoruz. Tüm bu çalışmalar, Kalekim Lyksor’un yalnızca
Türkiye’de değil, küresel ölçekte de sektörel anlamda güçlü bir konum
edinmesine önemli katkı sağlıyor.
Kalekim Lyksor Kimya’nın dokuz yıllık
yolculuğuna baktığınızda, bugün geldiğiniz güçlü yapının arkasındaki
stratejileri nasıl değerlendirirsiniz?
Dört kişilik küçük bir ekiple yola çıktık ve gerçekten
çok çalıştık. Fabrikada sabahladığım, uzun saatler geçirdiğim dönemler oldu.
Bugün ise 160 kişilik güçlü bir ekibe sahip bir yapıya ulaştık. Bu başarının
temelinde özveri, disiplinli çalışma ve sektörü yakından takip etme anlayışı
yatıyor. Dünyada bu işin nereye gittiğini, bizim bu dönüşümün neresinde olmamız
gerektiğini sürekli analiz ettik. Aslında inovasyon gücümüzü bu bakış açısından
alıyoruz.
İnovasyon ve Marka Gücünün Buluştuğu
Ortaklık Hikayesi
Kalekim ve Lyksor’un yolları nasıl
kesişti? Kalekim ortaklığının Lyksor’un kurumsal yapısına, büyüme stratejisine
ve marka konumlanmasına sağladığı başlıca avantajlar neler oldu?
Lyksor olarak ilk fabrikamızı İzmir’de kurduk ve kısa
sürede önemli bir pazar payına ulaştık. Bu büyüme, Türkiye’de sektörün en güçlü
temsilcilerinden biri olan Kale Holding’in dikkatini çekti. Sonrasında
görüşmelere başladık. Vizyonumuzu, hedeflerimizi ve uzun vadeli planlarımızı
kendilerine aktardık. Nihayetinde çok değerli bir ortaklık yapısı ortaya çıktı.
Kalekim şirketimizin bir kısmını satın aldı. Bu süreçten kişisel olarak da
büyük memnuniyet duyuyorum.
İş birliğimiz karşılıklı güven ve yüksek
profesyonellik çerçevesinde devam ediyor. Kalekim, Türkiye’nin en güvenilir
markalarından biri; hatta belki de en güvenilir markası. Grup şirketleri de
aynı şekilde güçlü bir kurumsal kültüre sahip. Bu iş birliği bize çok şey
kattı. Kendi sistemimizi daha kurumsal, daha sürdürülebilir ve daha güçlü bir
yapıya kavuşturuyoruz.
Dolayısıyla bizim inovasyon odağımız, Kalekim’in güçlü
marka değeriyle birleşince, Kalekim Lyksor olarak sektörün en önemli
oyuncularından biri hâline geldik.
Fas’taki yeni tesisle uluslararası
büyümede önemli bir eşiği geçen Kalekim Lyksor, monopol yapıların yerini
dinamik rekabetin aldığı yeni pazar düzeninde lojistik gücünü büyüterek 2026’da
Romanya ve Irak’ta yeni yatırımlara hazırlanıyor.
2025 yılı şirketiniz açısından nasıl bir
tablo ortaya koydu? 2026’da hem yatırımlar konusunda hem de global büyüme
açısından hangi adımları planlıyorsunuz?
2025 yılı, beklentilerimizin üzerinde bir performansla
tamamlandı. Bütçemizi tutturmakla kalmadık, hedeflerimizin üzerine çıktık. 2026
yılı için bütçe planlamamızı yaptık ve yeni dönem stratejilerimizi
şekillendirdik. Önümüzdeki yıl Romanya ve Irak’ta iki yeni ülkede daha faaliyet
göstermeye başlayacağız. Türkiye’de ise kuzey bölgesine odaklanarak Samsun’da
yeni bir tesis kuracağız. Böylece toplam üç fabrika yatırımını aynı dönemde
hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Bunlara ek olarak, uluslararası fuarlara katılımımızı
artırarak global yenilikleri yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Amacımız hem
ülkemizi hem de sektörümüzü ulusal ve uluslararası arenada en iyi şekilde
temsil etmek.

