Elmor, E.C.A. ve Serel markalarıyla birlikte tesisat malzemesi sektöründe hem yurt içi hem de ihracat pazarlarında dikkat çekici bir büyüme sergiliyor. Elmor’un son yıllardaki büyümesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elmor olarak, E.C.A. ve Serel markalarımızla birlikte yalnızca sektördeki
payımızı değil, aynı zamanda katma değerli ürün üretiminde de büyük bir ivme
kazandık. AR-GE yatırımlarımız, dijital dönüşüm projelerimiz ve
sürdürülebilirlik odaklı üretim anlayışımız sayesinde son yıllarda hem yurtiçi
hem de ihracat pazarlarında istikrarlı bir büyüme sağladık.
“Üretimden müşteri deneyimine kadar tüm
süreçleri dijital platformlara entegre ediyoruz”
Diğer sektörlerde olduğu gibi yapının önemli alanlarından biri olan tesisat
sektörü de hızla dijitalleşiyor. Bu dönüşüm Elmor’u nasıl etkiledi?
Dijitalleşme artık sadece teknolojik bir trend değil, aynı zamanda bir
zorunluluk. Biz de Elmor olarak üretimden müşteri deneyimine kadar tüm
süreçlerimizi dijital platformlara entegre ediyoruz. Akıllı ürünler, temassız
çözümlerle donatılmış armatür ve vitrifiye ürünlerimizi piyasaya sunduk. İç
süreçlerde ise ERP sistemleri, veri analitiği ve üretim otomasyonlarıyla iş
verimliliğimizi artırdık.
“Sürdürülebilirlik sosyal sorumluluktan
öte işimizin bir parçası”
Sürdürülebilirlik ve çevreyle ilgili
regülasyonlar önemli bir noktaya ulaştı. Elmor’un sürdürülebilirlik
politikaları nelerdir? Sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı konusundaki
çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Sürdürülebilirlik, bizim için bir sosyal sorumluluktan öte, işimizin ayrılmaz
bir parçası. Su tasarrufu sağlayan ürünler geliştirmekten üretim süreçlerimizde
enerji verimliliğini artırmaya kadar pek çok alanda somut adımlar atıyoruz.
Serel markamızın vitrifiye ürünleri çevre dostu ham madde kullanımı ile
üretiliyor. Ayrıca, atık yönetimi, karbon ayak izini azaltma ve Greenguard
sertifikasyonlarına uygunluk konularında da aktif çalışmalar yürütüyoruz.
Kriz zamanlarında lider olarak en çok neye odaklanırsınız? Böyle zamanlarda
ekip uyumunu sağlamak, doğru bilgi akışını yönetmek ve esnek stratejiler
geliştirmek açısından nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Kriz dönemleri, liderlik reflekslerinin en net ortaya çıktığı zamanlardır.
Böyle dönemlerde ilk odaklandığımız konu ekip bütünlüğünü korumak ve iletişimi
açık tutmak olur. Kriz ne kadar büyük olursa olsun, doğru bilgiyi zamanında
paylaşmak, çalışanların güvenini taze tutmak ve çözüm odaklı kalmak kritik
önemdedir. Ayrıca, kaynakları etkili yönetmek ve esnek stratejilerle ilerlemek
de önceliklerimizdendir.
“Başarının anahtarı yalnızca zeka değil,
istikrar ve etik duruşla pekişen vizyondur”
Sektörde yıllardır başarılı bir lider
olarak yorumlamanızı istesek sizce etkili liderlik daha çok içgüdülere mi
dayanır, yoksa stratejik ve verilere dayalı bir yaklaşımı mı gerektirir?
Bence iyi bir liderlik hem içgüdü hem strateji gerektirir. İçgüdüler deneyimle
güçlenir, strateji ise o içgörüyü doğru zamanda ve doğru şekilde kullanabilme
becerisidir. Liderlik, bazen ani kararlarla, bazen uzun soluklu planlarla
şekillenir. Ben tecrübelerime kulak veririm ama mutlaka veriye, analizlere ve
ekibin geri bildirimlerine dayalı bir karar alma süreci yürütürüm.
Genç girişimcilere ve yeni nesil
yöneticilere en önemli tavsiyeniz nedir?
Cesaretli ve sabırlı olmaları gerekiyor. Bugünün hızlı dünyasında sonuçları
hemen görmek istiyoruz ama sürdürülebilir başarı zaman ve emek ister. Genç
yöneticilere en büyük tavsiyem; teknolojiyi iyi okumaları, ekip yönetiminde
empatiyi göz ardı etmemeleri ve her zaman öğrenmeye açık olmalarıdır. Bir de
unutmamak gerekir ki, başarının anahtarı yalnızca zeka değil, istikrar ve etik
duruşla pekişen vizyondur.
Yönetim kariyerinizde sizi en çok zorlayan karar süreci hangisiydi?
Özellikle pandemi gibi olağanüstü koşullarda üretimi sürdürmek ile çalışanların
sağlığını korumak arasında nasıl bir denge kurdunuz?
Zorlayıcı birçok karar aldık ama belki de en zoru; pandemi döneminde üretimi
sürdürme kararıyla, çalışanlarımızın ekonomik anlamda süreçten etkilenmemeleri
ve sağlığını önceliklendirme arasında denge kurmaktı. Hem üretimi devam
ettirmek hem de hiçbir çalışanımızın sağlığını riske atmamak adına çok detaylı
planlama ve titiz bir süreç yönetimi yürütmek durumunda kaldık. Doğru kararlar
alarak bu dönemi başarıyla atlattık.
“Yerli üretim kapasitemizle global
standartlarda üretim yaparak hem iç pazarda hem uluslararası pazarlarda güçlü
bir konumdayız”
Global pazarlarda rekabetin her geçen gün
yoğunlaştığı bir ortamda, Elmor’un yerli üretim kapasitesi ve uluslararası
ödüllerle kazandığı prestij rekabet gücünüzü nasıl pekiştiriyor?
Elmor’un en büyük gücü, köklü geçmişi ile sürekli gelişimi
birleştirebilmesidir. Markalarımızın yarattığı güven, ürün kalitemiz,
inovasyona verdiğimiz önem ve güçlü satış-sonrası hizmet yapımız sayesinde
rekabette her zaman bir adım öndeyiz. Elmor pazarlama stratejileri ile sektöre
yön veren bir firmadır. Sektörde öncü ve liderdir. Ayrıca, yerli üretim
kapasitemizle global standartlarda üretim yaparak hem iç pazarda hem
uluslararası pazarlarda güçlü bir konumdayız. Uluslararası prestije sahip, Plus
X Award platformunda, Sıhhi tesisat ve Armatür kategorisinde sektörünün öncüsü
olarak mutfağa, banyoya ve hayata dokunulan her noktada inovasyonu ve tasarımı
önemseyen E.C.A., 2025 yılı için “Yılın En İyi Markası” ödülüne layık
görülmüştür.
Son olarak eklemek istedikleriniz
nelerdir?
Dünyada son yıllarda imalatta ve lojistikte yaşanan
sıkıntılar sebebiyle birçok ülke ürün tedariki konusunda rotasını Türkiye’ye
çevirdi. Biz de gerek fuarlar gerek çeşitli sektörel buluşmalar aracılığıyla
çeşitli iş birlikleri yaparak bir yandan ihracat yaptığımız ülkelerin pazarında
daha çok aktif olmayı bir yandan da yeni pazarlara açılmayı hedefliyoruz. Bu
doğrultuda markamızı dünyada adından daha çok söz ettiren bir konuma getirerek
ülkemiz ekonomisine sağladığımız katkıyı artırmak istiyoruz.