Türkiye
inşaat malzemesi sanayisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 10’un üzerindeki
üretim artışı ve 30 milyar doları aşan ihracat performansıyla dikkat çekici bir
toparlanma sürecine girdi. Deprem bölgesindeki yeniden yapılanma, kentsel
dönüşüm projeleri ve küresel pazarlarda artan talep, sektörün büyüme dinamiklerini
güçlendirdi. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, 2026
yılında sürdürülebilir üretim, enerji verimliliği, yeni pazarlar ve bölgesel
üretim üssü olma hedeflerinin öne çıkacağını vurguladı.
2025
yılı, İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) açısından nasıl
geçti?
2025
yılı, Türkiye inşaat malzemesi sanayisi için toparlanma ve fırsatları
değerlendirme yılı oldu. Özellikle ikinci çeyrekte üretimde kaydedilen yüzde
10’un üzerindeki artış, pek çok alt sektörde güçlü büyümenin göstergesi oldu.
İç pazarda deprem bölgesindeki yeniden yapılanma ve kentsel dönüşüm projeleri
sektörü desteklerken, dış pazarlarda 200’e yakın ülkeye yapılan ihracatla
ülkemiz güçlü konumunu korudu. Bu başarı, sektörümüzdeki dijitalleşme,
sürdürülebilir üretim ve enerji verimliliğine verdiğimiz önemin somut bir
yansımasıdır.
2024
sonunda sektörümüz 154 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmış ve ihracatımız 29
milyar dolar seviyesinde gerçekleşmişti. Elimizdeki güncel veriler
doğrultusunda değerlendirirsek, temmuz ayı itibarıyla yıllık ihracatımızın
30,25 milyar dolara ulaşması oldukça gurur verici. 2025 yılının tamamı içinse
beklentimiz 165 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmak ve ihracatta 31 milyar doları
yakalamak. Bu potansiyeli stratejik şekilde değerlendirmek, uzun vadeli
planlarla hareket etmekle mümkün.
Ayrıca
geçtiğimiz Kasım ayında yine bir ilki gerçekleştirdik ve "Türkiye İMSAD
Sektör Buluşması 2025"te sektör temsilcilerini, hizmet sağlayıcıları ve
tedarikçiler ile kamu yöneticilerini bir araya getirerek ‘Yarın için Bugün’
vizyonunu buluşmada şekillendirdik. İnşaat malzemesi sektörünün geleceğini
masaya yatırdığımız bu etkinlikte dijital, yeşil ve sosyal dönüşüm aynı
platformda buluştu. Etkinlikte yer alan konuşmacılarımız dijitalleşme, Yeşil
Mutabakat’a uyum, enerji verimliliği, döngüsel ekonomi ve rekabet avantajı gibi
başlıklardaki bilgi ve deneyimlerinin yanı sıra sektörel iyi uygulama
örneklerini de katılımcılarla paylaştı. 2025 yılında hayata geçirdiğimiz bu kapsamlı buluşma ile
sektördeki dönüşüm alanlarını gündeme taşıyarak hem ortak akıl oluşturacak bir
etkileşim zemini hazırladık hem de sektörün geleceğine ışık tuttuk.
2026 yılında Türkiye İMSAD’ın öncelikli hedefleri
neler olacak? Yeni pazarlara açılma, ihracat hacmini artırma ve özellikle
sürdürülebilir üretim ile enerji verimliliği odaklı ürün ve projelerin
geliştirilmesi konusundaki stratejileriniz nelerdir?
Bugün
dünya yeniden şekilleniyor. Tedarik zincirleri kısalıyor, üretim coğrafyaları
değişiyor, bölgeselleşme yeniden önem kazanıyor. Bu dönüşüm, Türkiye için
tarihi bir fırsat. Biz bu sürecin, ülkemiz ve sanayimiz için önemli kapılar
açacağına inanıyoruz.
2026
yılında öncelikli hedefimiz ihracatı artırmak, yeni pazarlara açılmak ve
sürdürülebilir üretim ile enerji verimliliğinde ilerlemeyi sürdürmek olacak.
ABD ve Avrupa gibi stratejik pazarlarda büyüme fırsatlarını değerlendirirken,
Suriye, Irak ve Ukrayna gibi yeniden yapılanma sürecindeki ülkeler de
önceliklerimiz arasında yer alacak. Özellikle ABD’nin 152 milyar dolarlık
malzeme ithalatı ve Avrupa’da yaşlanan konut stokunun yarattığı renovasyon
ihtiyacı, Türkiye’nin küresel pazardaki payını artırma fırsatı sunuyor.
Diğer
yandan ülkemizin kendi potansiyelinin de kıymetini bilmemiz gerekiyor. Türkiye,
1,5 milyar nüfusa etki edebilen bir coğrafyada, lojistik üs olma avantajına
sahip. Bu, sadece ihracat açısından değil, bölgesel üretim ve ticaret dengeleri
açısından da stratejik bir konum. Anadolu, insanlık tarihinin en eski üretim
merkezlerinden biri; biz bu coğrafyanın sunduğu avantajları doğru
değerlendirirsek, sanayimizi çok daha güçlü bir geleceğe taşıyabiliriz.
“Son yıllarda yaşadığımız ekonomik dalgalanmalar, bizi
çoğu zaman kısa vadeli planlar yapmaya yöneltti. Oysa dünya, uzun vadeli
düşünme dönemine girdi. Bizim de odağımızı orta ve uzun vadeli fırsatlara
çevirmemiz gerekiyor.”
Türk
inşaat malzemesi sektörü, üretim gücü, mühendislik kalitesi, inovasyon
kapasitesi ve ihracat tecrübesiyle bölgesel bir üretim üssü olabilecek donanıma
sahip. Biz Türkiye İMSAD olarak sanayimizin bu gelişim fırsatlarına odaklanarak
hem ülkemize hem sanayimiz gelişimine daha faydalı olabilmesi için rehberlik
yapmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?
Türkiye inşaat
malzemesi sanayisi, pandemi, jeopolitik dalgalanmalar ve enerji krizine rağmen
dayanıklı üretim yapısı ve yenilikçi çözümleriyle küresel ölçekte güçlü bir
konuma ulaştı. Türkiye İMSAD olarak, 85 firma, 60 dernek, 5 üniversite ve 1
sendikadan oluşan geniş üyelik yapımızla sektörün tüm paydaşlarına ulaşarak
koordinasyonu sağlıyoruz. Sektörümüzün 200’e yakın ülkeye ihracat yapması ve
toplamda 2 milyona yakın kişiye istihdam sağlaması, Türkiye ekonomisinin
lokomotiflerinden biri olduğumuzu gösteriyor.

