Yapı Magazin
“Sağlıklı, İşlevsel ve Doğayla Dost Şehirler İçin İnovatif Ürünler Geliştirmeye Devam Edeceğiz”

“Sağlıklı, İşlevsel ve Doğayla Dost Şehirler İçin İnovatif Ürünler Geliştirmeye Devam Edeceğiz”

Rusya- Ukrayna kriziyle birlikte küresel enerji arz dengesinde yaşanan gelişmeler, yenilenebilir kaynaklara yönelimi artırırken mevcut enerjinin verimli kullanılması noktasında da uyarılarda bulunuyor. Enerji krizini ve inşaat malzemelerinde inovatif yaklaşımları konuştuğumuz Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Akıllı kentler ve çevre dostu binalara eğilimin hız kazandığı bu süreçte inşaat malzemesi sanayicileri olarak sorumluluğumuzun daha da arttığının bilincindeyiz. En başta ülkemizdeki sürdürülebilir malzeme ihtiyacının karşılanması için inovatif ürünler geliştirmeye devam ederek daha sağlıklı, daha işlevsel ve doğayla dost şehirlerin inşası için çalışacağız.” dedi. 
Rusya- Ukrayna kriziyle birlikte bir enerji sorunu da gündeme geldi. Yaşanan enerji krizi hammaddeye ulaşım, ürün tedariki ve malzeme seçimini nasıl etkiledi?
2022 yılı başında patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı ile küresel çapta ekonomik ve uluslararası ilişkiler bakımından dengeler değişti. Büyük zorluklarla geçen pandemi döneminde azalan enerji ihtiyacı, normalleşmeye geçişle birlikte yeniden artarken Rusya - Ukrayna savaşı, enerji arz dengelerinin değişmesi ve enerji krizini gündeme getirdi. Avrupa ile Rusya arasındaki enerji restleşmesi, fiyatların rekor düzeyde artmasına neden olurken, gıda, hammadde ve enerji konularında arz güvenliği endişeleri arttı. Pandemi döneminde tedarik zincirindeki kırılmalar, savaş döneminde de maliyetlerin artmasını tetikledi. Yüksek maliyetlerle bozulan arz-talep dengesi, gelişmiş ekonomilerdeki enflasyon ve resesyon baskıları, daralan ekonomiler, kur dalgalanmaları ile tüm dünya olarak zor bir yıl geçirdik. Enerjiyi yoğun kullanan sektörlerin başında gelen inşaat malzemesi sanayisi, yurt dışı pazarlardaki rekabet gücünü kaybetmemek için büyük bir mücadele verdi. Gerek enerji gerek hammadde gerekse lojistik tarafındaki maliyet artışları nedeniyle sektörümüz açısından fiyat artışları kaçınılmaz hale dönüştü. 
Ülkemiz ihracatında 2021 yılında 30,8 milyar dolar ile yüzde 13,7 paya sahip olan, cari açığa pozitif katkısı yüzde 358 düzeyinde bulunan, miktar olarak en yüksek ihracat yapan üçüncü sektör konumundaki inşaat malzemeleri sanayisi olarak dış pazarlarımızda yükselen bir ivme içerisindeyiz ancak yılın ikinci yarısında savaşın yarattığı olumsuzluklar ve ekonomik gelişmeler pazarlarımızda daralmaya neden oldu. Yıl sonunda 35 milyar dolarlık hedefimizin biraz altında kalacağımızı tahmin ediyoruz.
“Binalarda enerji verimliliğini artırıp, enerji ithalatını ve sera gazı salımını azaltarak, ekonomiye ve çevreye büyük katkılar sağlayabiliriz”
Küresel enerji kriziyle birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim arttı. Üretimde yenilenebilir kaynaklara yönelmenin ekonomiye ve sürdürülebilirliğe etkisinden bahseder misiniz?
Yakın zamanda küresel enerji arz dengesinde yaşanan gelişmeler her geçen gün artan enerji ihtiyacımız için yenilenebilir kaynaklara daha hızlı yönelmemizi, mevcut enerjimizi de verimli kullanmamızı işaret ediyor. Rusya -Ukrayna savaşı ile birlikte, Avrupa’da enerji arz güvenliği açısından bazı adımların atıldığını, enerji verimliliğini artırmak için yalıtım seferberliğinin başlatılması, ısı pompaları gibi enerji verimliliğini artıracak ürünlere önem verilmesi, ısınmanın ağırlıklı olarak elektrik enerjisi ile olması ve yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılması gibi çözümlere odaklandıklarını izliyoruz. Bu noktada Türk inşaat malzemesi sanayisinin ürettiği malzemelere ihtiyaç olacağını öngörüyoruz. Bu bölgelerin önemli bir potansiyel pazar olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan tüm dünya, savaşın devam ettiği şu dönemde bir taraftan yüksek maliyetler diğer taraftan sürdürülebilirlik arasında kaldı. Enerji krizi, gıda krizi, su krizi kapımızda. Sürdürülebilir yaşam için yapılması gerekenleri, iklim değişikliği ile mücadeleyi dünyamızın geleceği için bir kenara bırakmamız mümkün değil. Önceki yıllarda vurguladığımız “gelecekte enerji verimli, sürdürülebilir binalar ülkelerin önemli gündemi olacak” tespitlerimiz bugün karşılığını buluyor. Yaklaşık yüzde 70’ini ithal yollardan elde ettiğimiz toplam enerjimizin yaklaşık yüzde 31 gibi büyük bir kısmı binalarda kullanılıyor. Küresel sera gazı emisyon kaynaklarının yüzde 75’i enerji eldesi, sanayi, ulaşım, ısıtma-soğutma ve binalar nedeniyle oluşuyor. Binalarda enerji verimliliğini artırıp, enerji ithalatını ve sera gazı salımını azaltarak, ekonomiye ve çevreye büyük katkılar sağlayabiliriz. Kaynakların akılcı ve etkin kullanılması giderek daha fazla önem kazanıyor.  AB Yeşil Mutabakata uyum süreci devam ederken Türkiye’yi üretim üssü olarak düşünürsek, bizim gibi enerji yoğun sektörlerin ağırlıklı olduğu bir ülkede Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Vergisi konusunda gerekli dönüşümü sağlamamız ve bu süreci iyi yönetmemiz gerekiyor.
“Akıllı kentler ve çevre dostu binalara eğilimin hız kazandığı bu süreçte inşaat malzemesi sanayicileri olarak sorumluluğumuzun arttığının bilincindeyiz”
Yaşanabilir bir çevre için kilit noktalardan birini de enerji verimliliği oluşturuyor. Enerji verimli yapılar için inşa edilecek yapının planından finalize edilmesine hatta yıkımına kadar birçok unsur etkili oluyor. Bu noktada en önemli konulardan birini de sürdürülebilir malzemeler oluşturuyor. Sürdürülebilir üretim modelleri nelerdir ve sürdürülebilir malzemelerin üretiminde dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
Küresel iklim krizi enerji kaynaklarımızın sürdürülebilir olması için şehirlerimizde verimliliği zorunlu kılıyor. Tüm dünyada ciddi bir şekilde artan maliyetler hem üreticiyi hem de tüketiciyi bu konuda daha duyarlı hale getiriyor. Yaşadığımız binalarda enerji tüketimini azaltarak gelecek nesillere daha sağlıklı, yaşam kalitesi daha yüksek şehirler bırakmak adına enerjiyi verimli kullanmak zorundayız. Hem günümüzün hem de geleceğin şehirlerinde enerji verimliliği, su verimliliği, atık verimliliği, zaman verimliliği en kritik konular arasında yer alıyor. Çevreyi korumaya yönelik tedbirler, ekolojik dengeyi koruyarak sürdürülebilir bir gelecek inşa etmemizde önemli rol oynuyor. Dünyada yeşil bina ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımına yönelik talep artarken, inşaat malzemesi sanayisinin sorumluluğu da artıyor. Sürdürülebilir yapılara odaklanmalı, bunun için de çevre dostu inovatif malzemeler geliştirmeye öncelik vermeliyiz. Bugün endüstriyel atıklardan inşaat malzemeleri üretilebiliyor. Farklı sektörlerin AR-GE’leri ile bir araya gelerek yapılacak inovasyon çalışmalarında etkili sonuçlar ortaya çıkması mümkün. Teknolojinin olanaklarından faydalanarak, geleceğin yaşam kalitesi yüksek, güvenli, sürdürülebilir, ekonomik potansiyelini kullanabilen şehirlerini oluşturmalıyız. Akıllı kentler ve çevre dostu binalara eğilimin hız kazandığı bu süreçte inşaat malzemesi sanayicileri olarak sorumluluğumuzun daha da arttığının bilincindeyiz. En başta ülkemizdeki sürdürülebilir malzeme ihtiyacının karşılanması için inovatif ürünler geliştirmeye devam ederek daha sağlıklı, daha işlevsel ve doğayla dost şehirlerin inşası için çalışacağız. Akıllı şehir yaklaşımı çerçevesinde daha iyi yaşam alanları oluşturmak, ülkemize ve ekonomimize değer katmak için esas olan konunun kaynakları yönetmek olduğunun bilinciyle görev ve sorumluluk almaya hazırız.
“Türkiye İMSAD olarak Yeşil Mutabakat’a geçiş sürecinde inşaat malzemeleri sektörüne yol gösterici bir rehber dokümanın hazırlıklarına başladık”
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması sonrasında inşaat malzemeleri sanayisinde üretim, inovasyon ve AR-GE alanlarını etkileyen yeni akımlar ve teknolojiler nelerdir? İnşaat malzemesi sanayisinin üniversite - sanayi iş birliklerindeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Üniversite- sanayi iş birliğinin yeşil dönüşüme odaklanması için neler yapılmalı? Türkiye İMSAD olarak gerçekleştirdiğiniz çalışmalar nelerdir?
AB ile ticaret yapan tüm ülkeleri ilgilendiren Yeşil Mutabakat ve sınırda karbon düzenlemesi konusunun sektörün en önemli gündem maddelerinden biri olması sebebiyle Türkiye İMSAD olarak Yeşil Mutabakat’a geçiş sürecinde inşaat malzemeleri sektörüne yol gösterici olacak bir rehber dokümanın hazırlıklarına başladık. Çalışmaları Abdullah Gül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Uzal ve ekibi tarafından yürütülen rehber doküman, sektörümüz açısından büyük etki ve değer yaratacak, yüksek önceliğe sahip; sürdürülebilir ve iklim-nötr hale geçiş, sürdürülebilir üretimin göstergeleri ve ölçümü, düşük karbonlu yenilikçi üretim teknolojileri ve kurumsal karbon ayak izi, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, dekarbonizasyon için araştırma ve yeniliğin nitelikleri, araştırma ve inovasyonda yaşam döngüsü değerlendirmesi, atık yönetimi ve döngüsel ekonomi, üniversite-sanayi işbirliğinin yeşil dönüşüm için araştırma ve inovasyona odaklanması, yenilikçi üniversite-sanayi işbirliği modelleri, yeşil dönüşüme yönelik araştırma ve yeniliğin finansmanı gibi konuları içerecek.
“İnşaat Malzemeleri Sanayisinde Yeşil Dönüşüm için AR-GE ve İnovasyon Rehberi” isimli çalışmanın bir bölümü olarak Yeşil Mutabakat için öncelikli araştırma ve inovasyon konuları ile etkin ve yenilikçi üniversite-sanayi işbirliği modelleri konusunda ortak akıl oluşturabilmek amacıyla 1 Aralık 2022 tarihinde Cemile Sultan Korusu’nda bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantı, Paris İklim Antlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı sonrasında inşaat malzemeleri sanayisinde üretim ve araştırma-inovasyon alanlarını etkileyen yeni akımlar, yeni eğilimler hakkında gerçekleştirilen beyin fırtınası ile devam etti. Beyin fırtınasının ardından ilk grup çalışması öncelikli araştırma ve yenilik alanlarıyla ilgili gerçekleşirken öğleden sonraki ikinci grup çalışması ise üniversite-sanayi işbirliği potansiyelini yeşil dönüşüme odaklamak için etkin yöntem alternatifleri ve önerileri çerçevesinde yapıldı. Grup çalışmaları sonrası grup sunumları ve çıktıların konsolidasyonu tüm katılımcıların bir araya geldiği bir oturumda paylaşıldı. Bu toplantıdan elde edilen çıktılar, rehber çalışmada yol gösterici olması açısından büyük önem taşıyor. Bu çalışmayı 2023 yılının başında sektörle buluşturmayı planlıyoruz.
İnşaat malzemesi sanayiinin 2023 yılında yurt dışı pazarlarda rekabet gücünü artırması için nasıl adımlar atılmalı?
Pandemi ile başlayan, Rusya - Ukrayna savaşı ile devam eden süreçte emtia ve enerji fiyatlarında dünyada gerçekleşen döviz bazındaki büyük artışlar, navlun maliyetlerinde katlanan artışlar ve ülkemizde döviz kurunda yaşanan artışlar sonucu TL bazında maliyetler sektörümüze yüksek artışlar getirdi. Bu artışlar fiyatlara tam olarak yansıtılamadı. Enerji kullanımı yoğun olan sektörümüz açısından enerji, öngöremediğimiz bir maliyete dönüştü. Kurlar ve emtia piyasalarındaki dalgalanmalar nedeniyle hammaddeye ulaşımımız zorlaştı. 
Dünya çapında yüksek enflasyonu önlemek için uygulanan sıkı para politikalarının 2023 yılının ilk yarısında en etkili seviyeye çıkmasını ve ekonomilerdeki yavaşlama ile birlikte pazarlarımızdaki inşaat sektörlerinde küçülme bekliyoruz. İnşaat malzemeleri talebinin yılın ilk yarısında azalmasını, ikinci yarıda talep ve siparişlerin durağan kalacağını tahmin ediyoruz. Yılın ikinci yarısında inşaat sektörlerinde büyüme beklentisi ortaya çıkarsa talep ve siparişlerin yılın üçüncü çeyreğinde yeniden sınırlı artışa geçeceği, yılın son çeyreğinde daha hareketli bir talep ve ihracat eğilimi yaşanabileceğini değerlendiriyoruz.

Etiketler:

Türkiye İMSAD, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, enerji verimliliği, akıllı kentler

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter