Düşük karbon hedefleri, yeni çimento tipleri ve güncellenen standartlarla birlikte katkı teknolojilerinin sektördeki rolü daha da belirgin hâle geliyor. Bu dönüşümün sektöre yansımalarını, 2025 yılının değerlendirmesini ve 2026’ya yönelik öncelikleri Katkı Üreticileri Birliği (KÜB) Yönetim Kurulu Başkanı Osman İlgen ile konuştuk.
2025 yılı,
Katkı Üreticileri Birliği (KÜB) açısından nasıl geçti? Bu dönemde katkı
malzemeleri sektöründe öne çıkan ürün grupları, ihracat performansı ve pazar
trendleri nelerdi? Ayrıca, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği alanında
geliştirilen çözümler ve sektöre sağlanan katkılar hakkında neler
söyleyebilirsiniz?
2025 yılı, Katkı Üreticileri
Birliği için hem sektörel gelişimin hem de dönüşüm sürecinin hız kazandığı
verimli bir yıl oldu. Özellikle deprem bölgesindeki yoğun inşaat faaliyetleri,
kimyasal katkı sektöründe talebin canlı kalmasını sağladı. 2025’in ürün
trendlerine bakıldığında, PCE bazlı süper akışkanlaştırıcılar en çok tercih
edilen ürün grubu oldu.
Yılın sektörel dönüşümünü
belirleyen en kritik unsur, Yeşil Çimento Tebliği'nin uygulamaya alınması oldu.
Tebliğ ile CEM I tipi çimentolardan CEM II, CEM IV gibi düşük klinkerli çimento
tiplerine geçiş belirgin biçimde hızlandı. Bu durum, hazır beton reçetelerinde
yeni teknik ihtiyaçları beraberinde getirdi ve kimyasal katkı üreticilerinin
rolünü daha da kritik hale getirdi.
2025 aynı zamanda
sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği açısından da önemli bir yıl oldu. KÜB
üyesi üreticiler, düşük karbonlu beton tasarımını destekleyen ürünlerin
geliştirilmesinin yanı sıra, kendi tesislerinde de enerji tüketimi, su yönetimi
ve atık minimizasyonu gibi alanlarda önemli iyileştirmeler gerçekleştirdi.
2026 yılı için
KÜB’ün öncelikli hedefleri neler olacak? Sürdürülebilir üretim anlayışını
güçlendirmek, çevre dostu katkı teknolojilerini yaygınlaştırmak ve sektörün
uluslararası rekabet gücünü artırmak adına planladığınız projeler veya
stratejik adımlar nelerdir?
2026 yılı, kimyasal katkı
sektörünün Türkiye’de hem teknik hem de çevresel gereklilikler açısından yeni
bir faza geçeceği bir dönem olarak karşımıza çıkıyor.
2025 yılında Yeşil Çimento
Tebliği ile hız kazanan düşük klinkerli çimentolara geçiş, katkı üreticilerinin
sorumluluk alanını genişletmiş durumda. Bu kapsamda 2026’da kimyasal katkı
sektörünün ana odağı düşük klinkerli çimentolarla tam uyum sağlayan,
performansı artıran ve karbon ayak izini azaltan katkı teknolojilerini geliştirmek
olacak.
Bu dönüşüm süreci, yalnızca
çimentonun bileşimiyle sınırlı değil; betonun nihai performansını ve çevresel
etkisini doğrudan belirleyen kimyasal katkı teknolojileri artık düşük karbonlu
beton üretiminin ayrılmaz bir parçası haline geldi. TS 13515 standardında
tanımlanan karbon sınıfları, sektörümüzde yeni bir referans çerçevesi yaratmış
durumda. Betonun bir dayanım sınıfıyla birlikte karbon sınıfı üzerinden de
değerlendirilmesi, katkı üreticilerine hem teknik hem de çevresel açıdan yeni
bir sorumluluk yüklüyor.
2026’da KÜB olarak amacımız,
düşük karbonlu beton sınıflarında yüksek dayanım, uzun ömür ve optimum
işlenebilirlik için ideal katkı–çimento ilişkisini belirleyen kapsamlı rehber
çalışmalar hazırlamak ve beton sektörüne bu konuda yol gösterici olmaktır.
Bu teknik dönüşümün bir diğer temel unsuru EPD
(Çevresel Ürün Beyanı) yaklaşımıdır. KÜB üyesi firmalar, EFCA (European
Federation of Concrete Admixtures Associations) tarafından hazırlanan ortak ve
Avrupa genelinde kabul gören EPD’leri kullanmaktadır. Bu set, çevresel
etkilerin karşılaştırılabilir şekilde hesaplanmasını sağlarken sektöre güçlü
bir şeffaflık zemini sunar. 2026’da EFCA’nın başlattığı güncelleme süreciyle
metodoloji, veri setleri ve kapsam yeniden ele alınacaktır.
2026’da KÜB’ün öncelikleri
arasında teknik eğitim ve sektörel iş birliğinin artırılması da önemli bir yer
tutuyor. Özellikle hazır beton ve çimento üreticileriyle daha koordineli
çalışmayı, üniversiteler ile ortak projeler yürütmeyi, saha uygulamalarına
yönelik iyi uygulama rehberleri geliştirmeyi planlıyoruz.

