Küresel iklim krizi, dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri. Atmosferdeki sera gazlarının artması, iklim değişikliklerine yol açarak, yaşamı ve ekosistemleri ciddi şekilde etkilemektedir. Bu kriz, sadece bilim insanlarının değil, mimarların da dikkate alması gereken önemli bir konudur. Mimarlar, çevresel etkileri minimize etme potansiyeline sahip önemli aktörlerdir. Yapılar ve altyapılar inşa edilirken, mimarlar sürdürülebilirlik ilkelerini gözeterek tasarım yapabilirler. Bu, enerji verimliliği, atık yönetimi, yeşil alanlar ve çevre dostu malzemelerin kullanımı gibi unsurları içerir. Bu yılın en önemli başlığının da küresel iklim krizinin oluşturduğunu söyleyen GOOA Mimarlık Kurucusu Mimar Emre Arslan, “Bu yılın en önemli başlığı olan küresel iklim krizi konusunda, mimarlar olarak tasarımlarımızda sürdürülebilirliği daha çok ön planda tutmalıyız. Mimaride sürdürülebilirlik; doğal, geri dönüştürülebilir veya geri dönüştürülmüş malzemeleri tercih etmek, karbon gazı salınımını minimuma indirmek için yerel üreticilere yönelmek, arazi ve iklim şartlarına uygun yapı tasarımı ve yerleşimi, yenilenebilir enerji kaynaklarını daha verimli şekilde kullanmak gibi yöntemleri akla getirir.” dedi.
Mimar Emre Arslan, “Bu yılın en önemli başlığı olan küresel iklim krizi konusunda, mimarlar olarak tasarımlarımızda sürdürülebilirliği daha çok ön planda tutmalıyız. Mimaride sürdürülebilirlik; doğal, geri dönüştürülebilir veya geri dönüştürülmüş malzemeleri tercih etmek, karbon gazı salınımını minimuma indirmek için yerel üreticilere yönelmek, arazi ve iklim şartlarına uygun yapı tasarımı ve yerleşimi, yenilenebilir enerji kaynaklarını daha verimli şekilde kullanmak gibi yöntemleri akla getirir. Rüzgar ve güneşi düşünerek konumlandırılan ve biçimlendirilen bir yapıyı aydınlatmak ve havalandırmak için ekstra bir enerji kullanılmaz.
Yapı içinde doğru tasarlanmış atriumlar, solar bacalar, nem kontrolü amacıyla tasarım elemanı olarak kullanılan su, doğru yönlere pencere açılımları, ışık bacaları gibi yöntem ve kararlar yapının enerji ihtiyacını azaltır. Yine bu doğal kaynakları enerjiye çevirerek yapının tüm enerjisini kendisinin karşıladığı sistemler ile yapı kendi kendine yetebilen, sıfır enerji seviyesine ulaşabilir.
Bunlara örnek olarak; fotovoltaik paneller, rüzgar gülleri gösterilebilir. Özellikle son zamanlardaki en değerli kaynağımız olan suyun minimumda kullanımı için tasarımlarda yağmur suyu depolama ve gri su kullanım sistemlerine yer verilmedir.” dedi.
“Doğal ve organik malzeme kullanımı tasarımların sürdürülebilir olmasını sağlamasının yanında kullanıcılara sıcak bir his ve konfor sunmaktadır”
Tasarımlarda doğal ve organik malzeme kullanımının önemine değinen Mimar Emre Arslan, “Doğal ve organik malzeme kullanımı tasarımların sürdürülebilir olmasını sağlamasının yanında kullanıcılara sıcak bir his ve konfor sunmaktadır. Örneğin, iç mekanda kullanılan doğal malzemeler ışığın doğru yayılımına yardımcı olacağı için doğal yollarla kullanıcı konforuna yardımcı olur. Ayrıca yaşamaya devam eden doğal malzemeler mekanların ruhunu oluşturur.” dedi.
“Gelecekteki mimari trendler, şimdiden kendinden sıklıkla bahsettiren teknolojik gelişmelerin yönlendirdiği veya parçası olduğu tasarımlar olacaktır”
Gelecekteki mimari trendlerin, şimdiden kendinden sıklıkla bahsettiren teknolojik gelişmelerin yönlendirdiği veya parçası olduğu tasarımlar olacağını söyleyen Arslan, “Ayrıca proje ve yapı üretim sürecinde de teknolojik gelişmelerden daha sık yararlanacağız. Örneğin, proje üretim sürecinde yapay zeka ara yüzleri, sanal ve arttırılmış gerçeklik ortamları bize yardımcı olacaktır. Yapı inşaat süreçleri, gelecekte daha yaygın olarak endüstriyel robotlar ile yönetilecektir. Tüm bu teknolojik üretim süreçleri yapı tasarımlarında daha özgür olmamızı sağlayacak.
