Yapı Magazin
“Tasarımdan Üretime Kadar Her Aşamada Sürdürülebilirlik Odaklı Çalışıyoruz”

“Tasarımdan Üretime Kadar Her Aşamada Sürdürülebilirlik Odaklı Çalışıyoruz”

Yapı sektörü sürdürülebilirlik kavramının çevresel bileşeninde kilit rol oynamaktadır. Kalekim için çevresel, sosyal ve ekonomik bileşenler bağlamında sürdürülebilirlik neyi ifade ediyor? Kalekim’in sürdürülebilirlik politikaları ve stratejileri nelerdir?

Gelişen dünya ile birlikte artan ihtiyaçlar taleplerin artmasına, talepler de eldeki kaynakların daha hızlı tüketilmesine sebep oluyor. Son birkaç yılda yaşadığımız süreç dünyanın kaynaklarının da sınırsız olmadığını hepimize gösterdi. Ne bizim ne de dünyanın bu konuda artık kaybedecek zamanı yok. Dolayısıyla sürdürülebilirliğin bugün dünyanın önemli başlıkları arasında yer almasını sevindirici bir gelişme olarak görüyoruz. Gelinen noktada şirketler için; kâr kadar, sürdürülebilirlik ve kaynakların verimli kullanımının da çok daha önemli hale geldiğini düşünüyoruz. Ancak sürdürülebilirliğe de tek bir açıdan bakmak da yetmiyor. Doğal kaynaklar ve çevresel mirasın korunması için çevre boyutu; nüfusun korunarak istihdam ve gelir oluşturulabilmesi için ekonomik boyutu ve refah, toplumsal fayda, sağlık, eğitim gibi konuları kapsayan sosyal boyutu ile birlikte ele almak gerekiyor.

Kalekim olarak, sürdürülebilirlik politika ve stratejilerimizi oluştururken; tüm bileşenlerini bütünsel bir yaklaşımla ele alıyoruz. Bu kapsamda da iklim değişikliği ve ekolojik sorunların etkilerinin azaltılmasına dair yıllardır yürüttüğümüz süreçleri tek bir çerçevede ele alabilmek amacıyla 2021-2023 stratejilerimiz arasına “Sürdürülebilirlik” stratejisini dahil ettik. Bir taraftan teknoloji ve insan kaynağına yatırım yaparken, diğer yandan da sürdürülebilir ürün, proje ve uygulamalarla dünyaya sahip çıkmaya çalışıyoruz. Grubumuzun başlattığı “İyi Bak Dünyana” hareketi, bu konuda yolumuzu aydınlatıyor. Bu hareket ile işimize, kentimize, ülkemize iyi bakmayı, değer katmayı ve etkimizi sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. 

Şu anda sürdürülebilirlik adına kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi ve eylem planlarımızı gözden geçiriyoruz. Sürecin yönetişim mekanizmaları içerisinde Sürdürülebilirlik Komitesi, Sürdürülebilirlik Elçileri, Gönüllüler Platformu, Çalışma Grupları yer alıyor. 

Çevresel sürdürülebilirlik; işletmelerin çevreye zarar vermeden ya da en az seviyede zarar verecek faaliyetlerde bulunmasını ve çevrenin gelecek nesiller göz önünde bulundurularak korunmasını ifade etmektedir. Kalekim çevresel sürdürülebilirlik noktasında üretim süreçlerinde, ürün tasarımında ve üretim sonrası hizmetlerinde nelere dikkat ediyor?

Kalekim olarak, tasarımdan üretime kadar faaliyetlerimizin her aşamasında sürdürülebilirlik odaklı çalışıyoruz. Bu dünyayı, çocuklarımıza bırakmamız gereken bir miras olarak görüyoruz. Bu anlayış doğrultusunda şirket bünyesinde bugüne kadar pek çok proje hayata geçirdik. Örneğin çevresel boyut noktasında; 2015’ten bu yana ISO 14064 standardı uyarınca “Karbon Ayak İzi” emisyonlarımızın takibini yapıyoruz. Yaptığımız bu ölçümler sonucunda, karbon ayak izi emisyon miktarımızın %65’inin ürün ve hammadde sevkiyatlarından oluştuğunu gördük. Bu nedenle ürün ve hammadde sevkiyatlarımızda emisyon miktarlarının azaltılmasına yönelik çalışmalarımıza öncelik verdik. Bu doğrultuda pazara ve hammaddeye yakın çoklu tesis yapılanmasını dikkate alarak, sevk mesafelerini kısalttık. Bazı lokasyonlarda ise, hammaddeyi kendimiz üretmeye başladık. Hayata geçirdiğimiz tedarikçi gelişim programı ile tedarik mesafesini 1.253 kilometre kısalttık.

Bununla birlikte, son 7 yıl içinde CO² salım oranımızı % 19 iyileştirerek, 7317 ağaç dikimine eşdeğer miktarda 3.000 ton karbon emisyonunun doğaya salımını engelledik. Ayrıca fabrikalarımızın bulunduğu lokasyonlarda 2.126 adet ağaç dikimi yaparak, doğanın nefes almasına katkı sağladık. Yine bunun dışında enerji etüdü yaparak enerji verimliliği sağlayacak projeler planlamak, yenilenebilir enerji (GES) ve su verimliliğine ilişkin çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Enerji verimliliğine yönelik şirket bünyesinde yaptığımız çalışmalarla 2021 yılında 371.637 kWh enerji tasarrufu sağladık. Bu oran; yaklaşık 185 ton karbon salımının önlenmesi anlamına geliyor. Karbon Ayak İzi azaltma faaliyetlerimizin yanında, doğal kaynak tüketimlerimizi en aza indirmek ve verimli kullanmak adına yenilenebilir enerji ve su verimliliğine dönük yatırımlarımızı önümüzdeki süreçte daha da artırmayı planlıyoruz. Sürdürülebilirlik kapsamında yaptığımız tüm çalışmaları, şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmak adına da Sürdürülebilirlik Raporu’muzu hazırlamaya yönelik çalışmalarımız devam ediyor. 

“Kaynakların sağlıklı ve verimli bir biçimde kullanılması, atıkların kaynağından azaltılması ve ayrıştırılarak geri kazanılması için önemli çalışmalar yürütüyoruz”

Yapı malzemelerinde biriken enerji ile sera gazlarına ilaveten bu malzemelerin üretimi ve kullanılması sonucunda büyük oranlarda çevresel atık ortaya çıkıyor. Kalekim atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamalarında nasıl bir yol izliyor? Geri dönüşüm uygulamalarının tasarım sürecine etkisi nedir?

Atık yönetimi özellikle sanayi üretimi yapan şirketler için büyük önem taşıyor. Son yıllarda bu konuda ülkemizde de kamu ve STK’ların desteğiyle önemli adımlar atılıyor. Kalekim olarak, biz de kaynakların, sağlıklı ve verimli bir biçimde kullanılması, atıkların kaynağında azaltılması ve ayrıştırılarak geri kazanılması kapsamında önemli çalışmalar yürütüyoruz. Çevre politikamız ve sürdürülebilirlik yaklaşımımız doğrultusunda hayata geçirdiğimiz atık yönetimi çalışmalarımız ile tüm fabrikalarımızda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından “Sıfır Atık Belgesi” almaya hak kazandık. 

Ayrıca 2021 yılında Elektronik Atıkların Geri Dönüşümünü Destekleme Derneği - EAGD ile iş birliği yaparak, tesislerimizde oluşan elektronik atıkları geri kazanmak ve eğitime destek vermek amacıyla toplam 5 farklı ildeki ihtiyaç sahibi okullarda teknoloji sınıfları oluşturduk. Atık azaltılması ve ayrıştırılması konusunda farkındalığın artırılması adına işletmelerimizde atık pil ve atık yağ toplama kampanyaları gerçekleştirdik. Atık pil toplama kampanyamızla 5.840 adet pil topladık. Bu sayede 3.504.000 metreküp suyun ve 35.040 metrekare toprağın kirlenmesi önlendik. 

Şirket genelinde atık yönetimi farkındalığını artırmak amacıyla “Çöpümüze Sahip Çıkalım, Dünyamıza İyi Bakalım” etkinliğini düzenleyerek, çalışanlarda ve toplumda farkındalık oluşturmaya çalıştık. Temmuz 2021’de yüreğimizi yakan Ege ve Akdeniz’deki orman yangınlarının ardından TEMA Vakfı’na 10.000 fidan bağışlayarak, yanan yerlerin yeniden rehabilitasyonuna destek olduk. Şirket bünyesinde renkli fotokopi ve çıktı alımını azaltarak, önemli oranda kâğıt israfını önledik. Yine döngüsel ekonomiye ve atık yönetimine katkı amacıyla hammadde paletlerinin ve palet kartonlarının üretim ve lojistik bölümlerinde yeniden kullanımını sağlayarak, oluşan atık paletlerin ve kartonların minimum seviyeye indirilmesini sağladık. 

“TMM ile atıklar faydalı bir değere dönüşüyor”

Sürdürülebilir Kalkınma Derneği tarafından oluşturulan Turkey’s Materials Market Place Projesi’ne dahil oldunuz. Bu projenin detaylarından, hedeflerinden ve atık yönetimi noktasından öneminden bahseder misiniz?

Dünyamızın; sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek için yenilikçi ve verimli çözüm önerilerine ihtiyacı var. Türkiye Materials Marketplace-TMM projesi de böylesine bir ihtiyaç doğrultusunda sürdürülebilir gelecek adına atılmış bir adım. Kalekim’in de üyeleri arasında yer aldığı proje; 2016 yılında İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği tarafından Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası- EBRD’nin fon desteğiyle hayata geçirildi. Bu adımı özellikle döngüsel ekonomi için çok önemli bir proje olarak görüyoruz. TMM esasında; malzemelerin, endüstriler arası yeniden kullanımını desteklemek amacıyla tasarlanmış bulut tabanlı bir platform. 

TMM özünde; atıkların düzenli depolama alanlarında biriktirilmesi yerine, endüstrilerde tekrar kullanılmasını sağlıyor. Bu da hammadde maliyetlerinde, enerji tasarrufu konusunda üye şirketlere önemli faydalar getiriyor. Platform, ülkemizdeki şirketler arasında kolayca benimsendi ve her yıl yeni katılımlarla daha da büyüyor. Şu anda TMM platformunun çatısı altında; 200’ün üzerinde üye, 1.000’in üzerinde katılımcı ve kâğıttan cama, granül plastikten metale, hurda paletten meyve posasına kadar 100’ün üzerinde de materyal bulunuyor. Yani TMM ile atıklar faydalı bir değere dönüşüyor diyebiliriz.

“Doğaya Yeşil Bir İz Bırak projesiyle ‘Düşük Karbon Kahramanı’ ödülünün sahibi olduk”

Türkiye yapı kimyasalları sektörünün güçlü markası Kalekim, Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından, kimya sektörü kategorisinde 2021 yılı “Düşük Karbon Kahramanı” ödülüne layık görüldü. Kalekim’e bu ödülü getiren ve karbon salımını azaltmaya yönelik gerçekleştirdiğiniz yeşil dönüşüm çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Sürdürülebilir bir dünya için bugün, doğaya ve yeşile her zamankinden çok daha fazla sahip çıkmamız gerekiyor. Biz de bu konuda üzerimize düşen sorumluluk doğrultusunda satın almadan sevkiyata kadar tüm tedarikçi zincirinde karbon ayak izini azaltmaya kadar birçok alanda eşgüdümlü bir dizi çalışmayı öngören “Doğaya Yeşil Bir İz Bırak” projesini başlattık. Kaynakların, sağlıklı ve verimli bir biçimde kullanılması, atıkların kaynağında azaltılması ve ayrıştırılarak geri kazanılması noktasına kadar önemli adımları içeren bu projemiz, 2021 yılında Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından dağıtılan ödüllerde “Düşük Karbon Kahramanı” ödülünü getirdi. Üstelik bu alandaki çalışmalarımız ile bu ödülü ikinci kez almayı başardık. 

Kalekim, Kalekim mantolama sisteminin uygulandığı binaları Enerji Kimlik Belgesi (EKB) sahibi yapıyor. Enerji kimlik belgesinin sürdürülebilirliğe etkisi nedir?

2015 yılında yaptığımız iş birliği ile Kalekim Mantolama sistemini uygulayan ve ilgili kriterleri sağlayan binalar için bu belgeyi vermeye başladık. Geldiğimiz noktada artık ev alırken, satarken ya da kiralarken, bu belgeye de bakılıyor. Enerji Kimlik Belgesi ile tescillenen enerji sınıfı yüksek binalarda, ısı yalıtımının yanı sıra cam-pencere ve ısıtma-soğutma-havalandırma sistemlerinin de kaliteli ve verimli olması anlamına geliyor. Bu belgeye sahip binalar; enerjiden su verimliliğine kadar birçok alanda hem konfor hem de maliyet açısından tüketiciye çok önemli faydalar sağlıyor. Daha az enerji ve daha az su demek, doğal kaynakların daha az kullanılması demek. 

Isı yalıtımı uygulamasının maliyeti, bir binanın toplam inşaat maliyetinin sadece yüzde 4’ü kadar. Yalıtım sistemi, sağlanan tasarrufla birkaç yılda maliyetini karşılayıp, binanın ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam ediyor. Enerjimizi boşa harcamadan, güvenli ve konforlu yapılarda yaşamayı hedefliyor, aynı zamanda yüzde 50’ye varan tasarruf elde etmek istiyorsak, binalarımızın tamamını standartlara uygun kalınlıklarda belgeli ürünler ile belgeli uygulayıcıları tercih ederek ısı yalıtımı ile koruma altına almalıyız. Bu noktada üretilen malzemenin kalitesi kadar, uygulama, tercih etme ve tüketme bilinci de çok önemli. Bunun için vatandaşlarımız, yaptıracakları uygulamalarda belgeli ürün kullanılmasını talep etmeli ve belgeli ustalara uygulama yaptırmalıdır.

Kalekim, inovatif, çevreci ve sürdürülebilir ürünleri ile yapı kimyasalları sektörüne öncülük eden firmalardan biri… Sürdürülebilir yapı malzemelerinde bulunması gereken özellikler nelerdir? Sürdürülebilir yapı malzemelerinin bina sertifikasyon sistemlerine etkisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Yapı sektörü; sürdürülebilirlik kavramının uygulanmaya geçirilmesi noktasında kilit rol oynayan bir sektör. Bu nedenle inşaat sektöründe sebep olunan çevresel etkileri minimize etmek, daha sağlıklı ve ekonomik yapıların oluşturulması amacıyla “yeşil bina” kavramı ortaya konuldu. Binalar, artık enerji kimlik belgelerinin yanında LEED, BREEAM, DGNB ve BEST gibi sertifikalar da alıyorlar. Uluslararası alanda da kullanılan yeşil bina derecelendirme sistemlerinin ortak amacı; binaların yapım süreçlerinin, belirlenen kriterler çerçevesinde takip edilmesi, inşaat ve işletme sırasındaki çevresel etkilerin azaltılması, bina performansının artırılması ve kullanıcılar için sağlıklı ve konforlu alanlar yaratılmasını hedefliyor. 

Yeşil binalarda sürdürülebilir malzeme seçimleriyle çevreye etkisi daha az olan ve sağlıklı ürünler tercih edilmesiyle karbon emisyon salımının azalmasının yanında, aynı zamanda su ve enerji verimliliği sağlamak mümkün. İşletme maliyetlerinin azaltarak, önemli ölçüde ekonomik fayda sağlayan bu malzemeler ayrıca yeşil binaların, temel özelliklerini oluşturan termal konfora, iç mekân hava kalitesinin sağlanmasına ve kullanıcı sağlığına da olumlu etkileri yapıyor.

Sizce bir yapının yaşam sürecinde oluşan çevresel etkilerinin ne kadarı yapı malzemelerinden kaynaklanıyor? Bu noktada yapı malzemesi seçiminin önemi nedir ve yapı malzemesi seçimi noktasında kullanıcılara tavsiyeleriniz nelerdir?

Bir yapı için çevresel etkenler elbette önemlidir ama bir yapıda malzeme seçimi çok daha büyük önem taşıyor. Öncelikle ülkemizde, kötü ve standartlara uymayan malzeme kullanımları nedeniyle bu konuda çok acı tecrübelere sahip. Temennimiz, bu acılar bir daha hiç yaşanmaması. Ama bunun için de hepimize önemli görevler düşüyor. Herkesin bu konuda sorumluluk bilinci ile hareket etmesi ve evine, mahallesine, şehrine, ülkesine hatta dünyasına iyi bakması gerekiyor. 

Malzeme kullanımına gelince; bir yapıyı inşa ederken, temelinden çatısına kadar tüm kademelerde kaliteli ve sürdürülebilir malzemenin kullanılması; o yapının ömrünü uzatmasının yanında, kullanıcısına da enerji başta olmak üzere çok önemli tasarruflar sağlar. Kaliteli ve sürdürülebilir malzemelerle; su ve enerji verimliliğinden konfora kadar birçok alanda önemli kazanımlar sağlamak mümkündür. Kullanıcılara tavsiyemiz; ceplerin, konforlarını, yaşadıkları yapının ekonomik ömrünü uzun tutmak istiyorlarsa, mutlaka gerekli sertifikalara sahip, kaliteli ve sürdürülebilir malzemeleri tercih etsinler. 

Kalekim, “Kimyamızda sürdürülebilirlik var” mottosuyla sunduğu ürün ve çözümler ile sektörde fark yaratıyor. Sürdürülebilirliği çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan konuştuk ama kurumsal sürdürülebilirlik başta olmak üzere sürdürülebilirliğin şirketlere sağladığı katkılar nelerdir? Kurumsal sürdürülebilirlik noktasında karşılaşılan sorunlardan, kurumsal sürdürülebilirliğin sağladığı avantajlardan ve beklenilen faydalardan bahsedebilir misiniz?

Kurumsal sürdürülebilirlik için aslında bir tür yönetim felsefesi diyebiliriz. Kurumsal sürdürülebilirlik, şirketlerin; uzun dönemde ekonomik, çevresel ve sosyal faktörleri kurumsal yönetim ilkeleriyle birleştirerek, faaliyetlerini yönetmeleridir. Bugün şirketlerin öncelikli hedefleri ve gündem maddeleri arasında yer alan kurumsal sürdürülebilirlik konusunda gerekli entegrasyonun sağlanması işletme performansına çok önemli katkılar sağlar. Günümüzde artık işletmeler için sadece finansal başarılar bir ölçü olarak değerlendirilmiyor, insanlar aynı zamanda firmaların çevreye ve insan yaşamına karşı da duyarlı olmalarını da bekliyor.

Şirketlerin gerçek başarıya ulaşabilmeleri için; sürdürülebilirlik uygulamalarını bir yük olarak değil, tüm paydaşların yararlandığı kaynak, uzmanlık, fırsat ve yenilikler bütünü olarak benimsemeleri gerekiyor.

Kurumsal sürdürülebilirlik; şirketlerin gelişimine yaptığı katkıların yanında, onların sadece bugüne değil, yarına da hazırlanmasında önemli bir katkı sağlıyor. Bunun yanında yine; yükselen marka değeri, artan kurumsal itibar, şirket ömrünün uzaması, orta ve uzun vadede azalan maliyetler, nitelikli iş gücü çekme, yeni iş fırsatlarına ulaşma, sermayeye daha kolay ulaşım ve yenilikçi ürün ve hizmet gelişimini kurumsal sürdürülebilirliğin şirketlere sağladığı başlıca katkılar olarak sayabiliriz.

Etiketler:

Tasarımdan, Üretime, Kadar, Her, Aşamada, Sürdürülebilirlik, Odaklı, Çalışıyoruz

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter