Yapı Magazin
“Kültüre Ve Sosyal Hayata Saygı Göstermezsek, Kent Topluluklarımızın İşlevini Kaybederiz”

“Kültüre Ve Sosyal Hayata Saygı Göstermezsek, Kent Topluluklarımızın İşlevini Kaybederiz”

Dünyanın en eski mimarlık ve mühendislik firmalarından biri olan P&T Group, Hong Kong, Şanghay ve Güneydoğu Asya’da birçok önemli bina tasarlamıştır. Kurulduğu 1868 yılından bu yana müşterilerine yenilikçi, ticari açıdan başarılı ve sürdürülebilir tasarım çözümleri sunan P&T Group, ödüllü, küresel bir tasarım firması olarak dikkat çekiyor. Aynı zamanda dünyadaki en büyük danışmanlık şirketleri arasında yer alan P&T Group, binden fazla deneyimli personeli ile 70’in üzerinde şehirde hayata geçirdiği projelerle toplulukları olumlu şekilde dönüştürmeye ve yaşamları iyileştirmeye odaklanıyor. Dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleştirdikleri projeleri konuştuğumuz P&T Group Kıdemli Yardımcı ve Mimar Moemen Abdelkader ile tasarım trendlerini, değişen mimarlık pratiklerini ve sürdürülebilirlik çalışmalarının önemini konuştuk…

Dünyanın en yüksek binalarından en büyük alışveriş merkezlerine, en kapsamlı konut projelerinden devasa ticaret merkezlerine kadar mimari açıdan zengin birçok inşaat projesine ev sahipliği yapan Dubai, Arap Emirlikleri için oldukça önemli bir konuma sahip. Dubai’de geometrik açıdan zorlu ve mimari açıdan güçlü yapıların artış göstermesinde en önemli etken nedir?

Gökdelenler, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında ABD tarafından yaratılan bir trend olarak ortaya çıkmıştır. Yüksek binalar fikrinin benimsenmesindeki en önemli yönlerden biri, inşaat malzemelerindeki devrim niteliğindeki gelişme olarak adlandırılabilecek, beton yerine çelik kullanılmasıdır. Bu unsuru keşfetmek, o dönemde yeni yaşam tarzlarına açılan bir kapıydı. Mimarlık, yaşamak, çalışmak ve eğlenmek gibi üç temel günlük rutinimizle yakından ilgili olduğu için bu kilit unsurlardan birine sahipti.

Batı ülkeleri tarafından “Modern”i temsil eden, soyut cam yüksek binalar geliştirdi ve dünyanın geri kalanı tarafından bilinçsizce benimsendi. Bununla birlikte trend günümüzde de devam ediyor ve gökdelenler sektörün kilit oyuncularından biri olarak sürdürüyor. Ayrıca, oyun kuralları değişse de inşa etme gücünü ve bilgisini temsil eden gökdelenler bölgenin birçok yerinde hâlâ benimsenmektedir. Gökdelenler, uluslararası gezginlerin çoğunluğunun yapılacaklar listesindeki şehirlerin varlığını artıran turistik odak noktaları olarak kabul edilmektedir. Her yıl fiili olarak 6 milyondan fazla turist Burj Khalifa’yı ziyaret ediyor. Google’da ise 15 milyondan fazla aramaya ulaşıyor ve Burj Khalifa yılda 621 milyon ABD doları üretiyor. Bu nedenle pazar, mimari işimizi tanımlamada büyük bir rol oynuyor.

Mega projeler sayesinde Dubai’nin bir kentsel gelişim sürecine girdiği söylenebilir. Kentsel gelişim sürecinde kent kültürü ve sosyal hayatın projelendirme sürecine etkileri nedir? Bu etki mimarın hayal gücüne nasıl yansıyor?

Şehircilik doku hücrelerimiz gibidir, aynı tip ve renkte, yerine ve işlevine göre homojen bir şekilde yapıştırılmalıdır. Herhangi bir değişiklik kolayca tespit edilecek ve muhtemelen dokunuzun işlevini bozacaktır. Dolayısıyla kültür ve sosyal yaşam, doku hücrelerimizin tipi ve rengi gibidir. Kalp hücrelerini dış vücut derinizi oluştururken kullanamazsınız, aksi takdirde cildiniz işlevini kaybeder. Başka bir deyişle, kültüre ve sosyal hayata saygı göstermezsek, kent topluluklarımızın işlevini kaybederiz. Örneğin mahremiyet, bölge kültüründen miras kalan temel unsurlardan biridir. Bu nedenle, kendi tasarımlarımda mahremiyeti dikkatlice düşünmeden komşulara bakarak bir cam tuvalet tasarlayamam.

Sadece Dubai değil Arap Emirlikleri, Sri Lanka, Çin, Singapur, Hong Kong gibi bölgelerde de mimari projeler hayata geçiriyorsunuz. Asya ve Arap Bölgelerindeki mimari projeler hangi noktalarda farklılıklar gösteriyor?

Öncelikle bu soruya verebileceğim ilk yanıt, yoğunluk olacaktır. Asya ülkeleri, Arap ülkelerinin bir araya getirdiğinden çok daha yüksek bir nüfus yoğunluğuna sahiptir. Bu durum, alanın büyüklüğünü ve arsanın fiyatını etkiler. Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4x5m yatak odalı büyük evler bulabilirsiniz, Asya ülkelerinde ise bu büyüklükteki yapılar para ve toprak israfı olarak kabul edilecektir.

“Güneş enerji sistemleri sayesinde bir yandan elektrik faturaları azalırken diğer yandan da güneş enerji sistemi olmayan binalar için temiz enerji üretilebiliyor”

Konut dışında sanayi tesisleri için de mimari projeler sunuyorsunuz. Enerji verimli ve üretim noktasında maksimum performans sunan sanayi tesislerinin sahip olması gereken özellikler nelerdir?

Güneş enerjisi, Birleşik Arap Emirlikleri hükümeti tarafından desteklenen temiz alternatiflerden biridir. Bu nedenle, herhangi bir binanın ya da evin sahibiysem ve çatıma veya park gölgelikleri olarak güneş veya fotovoltaik paneller kurmaya karar verirsem, iç ve dış aydınlatma için gereken bedava elektriği üretebilirim. Üretilen fazla enerji ise doğrudan alt yapı şebekelerine bağlanıyor, böylece bir yandan elektrik faturaları azalırken diğer yandan da güneş paneli olmayan diğer binalar için temiz enerji üretilebiliyor.

Güneşin yıl boyunca çoğunlukla bu bölgede olması güneş enerjisinden en verimli şekilde yararlanılmasını sağlıyor. Böyle bir enerjiyi ise ülke sınırları dışına ihraç etmek için bazı planlar da bulunuyor.

“Sürdürülebilirlik departmanımız ilk enerji modellemesini başlatıyor ve mimarların optimum gün ışığından faydalanması için etkili cephe tasarımları hazırlamasına yardımcı oluyor”

Tüm dünyada yaşanabilir bir dünya için sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği çalışmaları ön plana çıkıyor. Dünyanın en eski mimarlık ve mühendislik firmalarının biri olan P&T Group’ta görev alıyorsunuz. Önceki çalışmalarla kıyasladığınızda sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği çalışmaları yapı projelerinde nasıl bir dönüşüme neden oluyor? Bu kapsamda mimari bir proje hazırlarken hangi noktalara dikkat ediyorsunuz?

P&T’de özel bir sürdürülebilirlik departmanımız bulunuyor. Bu departmanın ana rollerinden biri, tüm tasarım aşamaları boyunca bir sürdürülebilirlik raporu sunmaktır. Konsept rapor, mimarlar ve mühendisler için başlangıç yönergelerini oluşturan proje konumu ve yönü, rüzgâr ve gölgeleme diyagramları, puan kartı hedefi gibi ilk değerlendirmeleri içerir.

Şematik Tasarım Aşamasında, Sürdürülebilirlik ekibi, mekanik ve elektrikli ekipman için ısı yalıtım gereksinimlerini, bina sızdırmazlığını ve verimlilik gereksinimlerini belirleyen gerekli bilgileri sağlayan ilk enerji modellemesini başlatır. Ayrıca, daha detaylı bir cephe gölgeleme analizi hazırlayarak, mimarların binanın ısı kazancını azaltarak, optimum iç gün ışığı gereksinimlerini göz önünde bulundurarak etkili bir cephe tasarımı sağlamasına yardımcı oluyor. Böylece iç mekânda elektrikli aydınlatma kullanımını azaltıyor.

Ayrıntılı Tasarım Aşamasında ise ayrıntılı enerji modeli oluşturulur. Binanın inşaat öncesi ve inşaat aşamalarda sağlanan sürdürülebilirlik hedefli gereksinimleri karşıladığından emin olmak için seçilen cephe ve çatı yapısının yanı sıra kullanılacak mekanik ve elektrik ekipmanı hakkında da ayrıntılı bilgiler alınır.

Sürdürülebilirlik ekibi, tüm gereksinimlerin planlandığı gibi karşılandığından emin olmak için inşaat aşamasında yükleniciyi izlemeye devam eder.

Dünya yapı sektörünün en önemli gündem maddelerinden birini BIM oluşturuyor. Yapıların sürdürülebilirliği noktasında planlama, tasarım, yapım aşamaları, renovasyon çalışmaları ve ömrünü tamamlamış yapıların çevreye zarar vermeden yıkılmasında, BIM sistem ve uygulamalarının katkısı nedir?

Yapı Bilgi Modellemesi (BIM), inşaata hazır modellenmiş bir bilgi sağlamak için projede yer alan tüm disiplinler tarafından kullanılan bir araçtır. Bununla birlikte, inşaattan önce yükleniciler için sağlanan ayrıntılı bilgi düzeyini artırırken mimarlara disiplinler arasındaki tasarım çakışmalarını tespit etme ve gerekli koordinasyonu uygulama konusunda da yardımcı olur. Ayrıca kullanılacak olan dronlar, yıkım veya binaların yenilenmesi için gerekli yeterli bilgiyi oluşturmak için kullanılabilecek, mevcut bir bina için ayrıntılı bir 3D iç ve dış görüntüler sağlayabilir.

Türkiye’deki tasarım trendlerini, mimari tasarım projelerini, malzeme ve ürün kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hiç şüphe yok ki, Türkiye’nin inşaat sektörü son yirmi yılda önemli ölçüde iyileşmiştir. Şantiye ve malzeme üretimi detaylı düzeyi esas olarak yetenekli işçiliğe bağlıdır. Bu da mimarlara, son kullanıcı için ürünün kalitesini artıran uluslararası standartlarla yükseltilmiş bir detaylandırma düzeyi sağlama konusunda güven verir.

Yüzme havuzu sektörü bileşenleri arasında mimari tasarım ve mimarlık nasıl bir öneme sahiptir? Bu konuda küresel platformlarda ne gibi farklılıklar söz konusu?

Her türlü su özelliği bulunan yapılar ve yüzme havuzları mimarlar tarafından kullanıcı deneyimini geliştirmek için kullanılan bir unsurdur. Avrupa ülkelerinde çekici bir özellik veya eğlence tesisi olarak kullanılabilirken, Orta Doğu’da çevresel bir işlevi de olabilir. Bazı çöl ülkeleri kuru sıcak havadan muzdariptir. Bina içindeki su özelliklerinin kullanılması, sıcaklığı soğutur ve iç konfor nem seviyesini sağlar. Bu da daha sonra mekanik soğutma alternatiflerinin kullanımını ve bina tarafından üretilen karbon emisyonlarını azaltır.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?

Röportaj için öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Genel olarak mimarlığın ve bina ortamımızın mimarın dürüstlüğüne dayandığının altını çizmek istiyorum. İster konforlu ve başarılı yaşam alanları sağlayabilir, isterse sosyal ve sürdürülebilir çevreyi olumsuz yönde etkileyen istenmeyen alanları engelleyebilir.Dünyanın en eski mimarlık ve mühendislik firmalarından biri olan P&T Group, Hong Kong, Şanghay ve Güneydoğu Asya’da birçok önemli bina tasarlamıştır. Kurulduğu 1868 yılından bu yana müşterilerine yenilikçi, ticari açıdan başarılı ve sürdürülebilir tasarım çözümleri sunan P&T Group, ödüllü, küresel bir tasarım firması olarak dikkat çekiyor. Aynı zamanda dünyadaki en büyük danışmanlık şirketleri arasında yer alan P&T Group, binden fazla deneyimli personeli ile 70’in üzerinde şehirde hayata geçirdiği projelerle toplulukları olumlu şekilde dönüştürmeye ve yaşamları iyileştirmeye odaklanıyor. Dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleştirdikleri projeleri konuştuğumuz P&T Group Kıdemli Yardımcı ve Mimar Moemen Abdelkader ile tasarım trendlerini, değişen mimarlık pratiklerini ve sürdürülebilirlik çalışmalarının önemini konuştuk…

Dünyanın en yüksek binalarından en büyük alışveriş merkezlerine, en kapsamlı konut projelerinden devasa ticaret merkezlerine kadar mimari açıdan zengin birçok inşaat projesine ev sahipliği yapan Dubai, Arap Emirlikleri için oldukça önemli bir konuma sahip. Dubai’de geometrik açıdan zorlu ve mimari açıdan güçlü yapıların artış göstermesinde en önemli etken nedir?

Gökdelenler, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında ABD tarafından yaratılan bir trend olarak ortaya çıkmıştır. Yüksek binalar fikrinin benimsenmesindeki en önemli yönlerden biri, inşaat malzemelerindeki devrim niteliğindeki gelişme olarak adlandırılabilecek, beton yerine çelik kullanılmasıdır. Bu unsuru keşfetmek, o dönemde yeni yaşam tarzlarına açılan bir kapıydı. Mimarlık, yaşamak, çalışmak ve eğlenmek gibi üç temel günlük rutinimizle yakından ilgili olduğu için bu kilit unsurlardan birine sahipti.

Batı ülkeleri tarafından “Modern”i temsil eden, soyut cam yüksek binalar geliştirdi ve dünyanın geri kalanı tarafından bilinçsizce benimsendi. Bununla birlikte trend günümüzde de devam ediyor ve gökdelenler sektörün kilit oyuncularından biri olarak sürdürüyor. Ayrıca, oyun kuralları değişse de inşa etme gücünü ve bilgisini temsil eden gökdelenler bölgenin birçok yerinde hâlâ benimsenmektedir. Gökdelenler, uluslararası gezginlerin çoğunluğunun yapılacaklar listesindeki şehirlerin varlığını artıran turistik odak noktaları olarak kabul edilmektedir. Her yıl fiili olarak 6 milyondan fazla turist Burj Khalifa’yı ziyaret ediyor. Google’da ise 15 milyondan fazla aramaya ulaşıyor ve Burj Khalifa yılda 621 milyon ABD doları üretiyor. Bu nedenle pazar, mimari işimizi tanımlamada büyük bir rol oynuyor.

Mega projeler sayesinde Dubai’nin bir kentsel gelişim sürecine girdiği söylenebilir. Kentsel gelişim sürecinde kent kültürü ve sosyal hayatın projelendirme sürecine etkileri nedir? Bu etki mimarın hayal gücüne nasıl yansıyor?

Şehircilik doku hücrelerimiz gibidir, aynı tip ve renkte, yerine ve işlevine göre homojen bir şekilde yapıştırılmalıdır. Herhangi bir değişiklik kolayca tespit edilecek ve muhtemelen dokunuzun işlevini bozacaktır. Dolayısıyla kültür ve sosyal yaşam, doku hücrelerimizin tipi ve rengi gibidir. Kalp hücrelerini dış vücut derinizi oluştururken kullanamazsınız, aksi takdirde cildiniz işlevini kaybeder. Başka bir deyişle, kültüre ve sosyal hayata saygı göstermezsek, kent topluluklarımızın işlevini kaybederiz. Örneğin mahremiyet, bölge kültüründen miras kalan temel unsurlardan biridir. Bu nedenle, kendi tasarımlarımda mahremiyeti dikkatlice düşünmeden komşulara bakarak bir cam tuvalet tasarlayamam.

Sadece Dubai değil Arap Emirlikleri, Sri Lanka, Çin, Singapur, Hong Kong gibi bölgelerde de mimari projeler hayata geçiriyorsunuz. Asya ve Arap Bölgelerindeki mimari projeler hangi noktalarda farklılıklar gösteriyor?

Öncelikle bu soruya verebileceğim ilk yanıt, yoğunluk olacaktır. Asya ülkeleri, Arap ülkelerinin bir araya getirdiğinden çok daha yüksek bir nüfus yoğunluğuna sahiptir. Bu durum, alanın büyüklüğünü ve arsanın fiyatını etkiler. Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4x5m yatak odalı büyük evler bulabilirsiniz, Asya ülkelerinde ise bu büyüklükteki yapılar para ve toprak israfı olarak kabul edilecektir.

“Güneş enerji sistemleri sayesinde bir yandan elektrik faturaları azalırken diğer yandan da güneş enerji sistemi olmayan binalar için temiz enerji üretilebiliyor”

Konut dışında sanayi tesisleri için de mimari projeler sunuyorsunuz. Enerji verimli ve üretim noktasında maksimum performans sunan sanayi tesislerinin sahip olması gereken özellikler nelerdir?

Güneş enerjisi, Birleşik Arap Emirlikleri hükümeti tarafından desteklenen temiz alternatiflerden biridir. Bu nedenle, herhangi bir binanın ya da evin sahibiysem ve çatıma veya park gölgelikleri olarak güneş veya fotovoltaik paneller kurmaya karar verirsem, iç ve dış aydınlatma için gereken bedava elektriği üretebilirim. Üretilen fazla enerji ise doğrudan alt yapı şebekelerine bağlanıyor, böylece bir yandan elektrik faturaları azalırken diğer yandan da güneş paneli olmayan diğer binalar için temiz enerji üretilebiliyor.

Güneşin yıl boyunca çoğunlukla bu bölgede olması güneş enerjisinden en verimli şekilde yararlanılmasını sağlıyor. Böyle bir enerjiyi ise ülke sınırları dışına ihraç etmek için bazı planlar da bulunuyor.

“Sürdürülebilirlik departmanımız ilk enerji modellemesini başlatıyor ve mimarların optimum gün ışığından faydalanması için etkili cephe tasarımları hazırlamasına yardımcı oluyor”

Tüm dünyada yaşanabilir bir dünya için sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği çalışmaları ön plana çıkıyor. Dünyanın en eski mimarlık ve mühendislik firmalarının biri olan P&T Group’ta görev alıyorsunuz. Önceki çalışmalarla kıyasladığınızda sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği çalışmaları yapı projelerinde nasıl bir dönüşüme neden oluyor? Bu kapsamda mimari bir proje hazırlarken hangi noktalara dikkat ediyorsunuz?

P&T’de özel bir sürdürülebilirlik departmanımız bulunuyor. Bu departmanın ana rollerinden biri, tüm tasarım aşamaları boyunca bir sürdürülebilirlik raporu sunmaktır. Konsept rapor, mimarlar ve mühendisler için başlangıç yönergelerini oluşturan proje konumu ve yönü, rüzgâr ve gölgeleme diyagramları, puan kartı hedefi gibi ilk değerlendirmeleri içerir.

Şematik Tasarım Aşamasında, Sürdürülebilirlik ekibi, mekanik ve elektrikli ekipman için ısı yalıtım gereksinimlerini, bina sızdırmazlığını ve verimlilik gereksinimlerini belirleyen gerekli bilgileri sağlayan ilk enerji modellemesini başlatır. Ayrıca, daha detaylı bir cephe gölgeleme analizi hazırlayarak, mimarların binanın ısı kazancını azaltarak, optimum iç gün ışığı gereksinimlerini göz önünde bulundurarak etkili bir cephe tasarımı sağlamasına yardımcı oluyor. Böylece iç mekânda elektrikli aydınlatma kullanımını azaltıyor.

Ayrıntılı Tasarım Aşamasında ise ayrıntılı enerji modeli oluşturulur. Binanın inşaat öncesi ve inşaat aşamalarda sağlanan sürdürülebilirlik hedefli gereksinimleri karşıladığından emin olmak için seçilen cephe ve çatı yapısının yanı sıra kullanılacak mekanik ve elektrik ekipmanı hakkında da ayrıntılı bilgiler alınır.

Sürdürülebilirlik ekibi, tüm gereksinimlerin planlandığı gibi karşılandığından emin olmak için inşaat aşamasında yükleniciyi izlemeye devam eder.

Dünya yapı sektörünün en önemli gündem maddelerinden birini BIM oluşturuyor. Yapıların sürdürülebilirliği noktasında planlama, tasarım, yapım aşamaları, renovasyon çalışmaları ve ömrünü tamamlamış yapıların çevreye zarar vermeden yıkılmasında, BIM sistem ve uygulamalarının katkısı nedir?

Yapı Bilgi Modellemesi (BIM), inşaata hazır modellenmiş bir bilgi sağlamak için projede yer alan tüm disiplinler tarafından kullanılan bir araçtır. Bununla birlikte, inşaattan önce yükleniciler için sağlanan ayrıntılı bilgi düzeyini artırırken mimarlara disiplinler arasındaki tasarım çakışmalarını tespit etme ve gerekli koordinasyonu uygulama konusunda da yardımcı olur. Ayrıca kullanılacak olan dronlar, yıkım veya binaların yenilenmesi için gerekli yeterli bilgiyi oluşturmak için kullanılabilecek, mevcut bir bina için ayrıntılı bir 3D iç ve dış görüntüler sağlayabilir.

Türkiye’deki tasarım trendlerini, mimari tasarım projelerini, malzeme ve ürün kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hiç şüphe yok ki, Türkiye’nin inşaat sektörü son yirmi yılda önemli ölçüde iyileşmiştir. Şantiye ve malzeme üretimi detaylı düzeyi esas olarak yetenekli işçiliğe bağlıdır. Bu da mimarlara, son kullanıcı için ürünün kalitesini artıran uluslararası standartlarla yükseltilmiş bir detaylandırma düzeyi sağlama konusunda güven verir.

Yüzme havuzu sektörü bileşenleri arasında mimari tasarım ve mimarlık nasıl bir öneme sahiptir? Bu konuda küresel platformlarda ne gibi farklılıklar söz konusu?

Her türlü su özelliği bulunan yapılar ve yüzme havuzları mimarlar tarafından kullanıcı deneyimini geliştirmek için kullanılan bir unsurdur. Avrupa ülkelerinde çekici bir özellik veya eğlence tesisi olarak kullanılabilirken, Orta Doğu’da çevresel bir işlevi de olabilir. Bazı çöl ülkeleri kuru sıcak havadan muzdariptir. Bina içindeki su özelliklerinin kullanılması, sıcaklığı soğutur ve iç konfor nem seviyesini sağlar. Bu da daha sonra mekanik soğutma alternatiflerinin kullanımını ve bina tarafından üretilen karbon emisyonlarını azaltır.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?

Röportaj için öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Genel olarak mimarlığın ve bina ortamımızın mimarın dürüstlüğüne dayandığının altını çizmek istiyorum. İster konforlu ve başarılı yaşam alanları sağlayabilir, isterse sosyal ve sürdürülebilir çevreyi olumsuz yönde etkileyen istenmeyen alanları engelleyebilir.

Etiketler:

#mimar #modern #ptgroup #moemenabdelkader

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter