Yapı Magazin
“Eski Alışkanlıklarımıza ve Bildiklerimize Göre Değil Değişen Koşullara Uygun Önlemler Almamız Şart”

“Eski Alışkanlıklarımıza ve Bildiklerimize Göre Değil Değişen Koşullara Uygun Önlemler Almamız Şart”

Güvenilir, sağlıklı ve sürdürülebilir kentler inşa etmenin yolu; kaliteli ürünün, doğru tekniklerle uygulandığı iyi projelendirilmiş yapılardan geçiyor. Çatılar ise hem dış etkenlere en fazla maruz kalan alanlar olduğu için hem de enerjinin büyük bir kısmı çatılardan kaybedildiği için sağlıklı ve sürdürülebilir yapıların inşa edilmesinde önem taşıyor. Kalitenin arka planda kaldığı, uygulamanın daha az önemsendiği ama maliyetin daha ön planda olduğu bir yaklaşımın olumsuz sonuçlar ortaya çıkardığına dikkat çeken ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Şenal, aksi takdirde çatıların sürekli tamirat ve bakım gerektireceğini belirtti.
Teknolojik gelişmeler yapı sektöründe de büyük bir değişime neden oldu. Enerji verimli, güvenilir ve sağlıklı çatılar için çatı malzemeleri üretimi ve uygulanma noktasında gündemde olan son teknolojiler nelerdir?
Sürdürülebilir yapı üzerine yapılan tartışmalar çerçevesinde yapı malzemelerinin çevreye uyumu önem kazanmaktadır ve malzeme seçimi için verilen kararları etkilemektedir. Bu çerçevede sektör teknolojik gelişmeler kaydetti ve kendini geliştirmeye devam ediyor. 
Hafif, estetik, su geçirimsiz, ısıya dayanıklı, çevreci, ses emici, kolay ve hızlı uygulanabilir, paslanma vb. dış etkenlere karşı dayanıklı malzemeler ön plana çıkıyor. Ayrıca uzun ömürlü malzeme de tercih edilirken, üretim sırasında kullanılan enerji ve geri dönüşüm oranı yüzde yüze ulaşan malzemeler de sıklıkla tercih ediliyor. Uygulanma noktasında üzerine rahatlıkla çıkılabilir, üzerine çıkıldığında kaymayan malzemeler olması, hafif, hızlı ve kolay uygulanabilir olması göze çarpan teknik özellikler. Bunun yanı sıra alev yayılımına karşı dayanıklı, yangın dayanımlılığı olan malzemeler de ön plana geçti diyebiliriz.
Çatı kaplama malzemeleri özellik, kalite ve çeşit açısından çok gelişti ve Avrupa standartlarını yakaladı. Örneğin, beton ve kil kiremitlerde çatı sistem çözümleri çok iyi bir noktaya geldi. Seramik, arduaz çatı kaplama malzemeleri, metal esaslı çatı - cephe kaplamalarıyla sanayi, ticaret yapıları ve sosyal yapılar yeni yüzlere kavuştu. Bitüm ve sentetik esaslı çatı kaplama çeşitleri, kalite, özellik ve yangın güvenliği açısından geliştirilerek konutlarda ve sanayide artarak kullanılmaya devam ediyor. 
Ayrıca daha yeşil ve sağlıklı bir çevre yaratılmasına katkıda bulunabilecek bitkilendirilmiş çatı sistemleri, çatı altlarının kullanılmasına olanak sağlayacak çatı pencereleri, çatı ışıkları, doğal ışığın bina içine ulaşmasını sağlayan ışık bacaları, ısı ve su yalıtım sistemleri, çatılardan enerji üretimini sağlayacak fotovoltaik sistemler, çatılardan yağmur suyu toplayan sistemler artık ülkemizde de kullanılıyor.
“Çatılarda suyun her formuyla mücadele halindeyiz”
Dünyanın aktif deprem kuşaklarından birinde yer alan Türkiye’de belirli aralıklarla yıkıcı depremler meydana gelmeye devam ediyor. Çatılar da bina içinde depremi en çok hisseden kısımların başında geliyor. Buradan hareketle depremin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için çatılarda seçilen ürünlerin önemi nedir ve hangi tür malzemelerin kullanılması gerekir?
Mimar veya mühendis tarafından hesaplanmış, tüm detaylarıyla çizilmiş, malzemeleri tarif edilmiş bir proje, yapı güvenliği için en önemli unsurlardır. Çatı bütünü içindeki kalkan duvar, parapet duvarlar, baca gibi ağır yapı bileşenleri deprem sırasında yıkılmayacak, yapıdan ayrılarak çevreye savrulmayacak şekilde projelendirilmeli ve projeye uygun olarak inşa edilmelidir. Depreme bağlı çatı yıkılmaları genelde bu gerekliliklere uyulmamasından kaynaklanıyor. Çatıların projelendirme, yapım veya bakım süreçlerinde; çatı projesinin yapılmaması, yapım tekniklerine uyulmaması, standart dışı malzeme kullanılması veya yapım işlerinin bilgisiz, yetersiz ve belgesiz kişilere bırakılması durumunda yapılar riske açık hale geliyor.
Suyun her formuyla mücadele halindeyiz. Su yalıtımı da binanın korunmasında hayati öneme sahip. Yalnızca sıvı halini düşünmeyelim. Suyun buhar halindeki nemin suya dönüşme hali bile çeşitli noktalarda tehlike yaratır. Bunun yanı sıra buz kar gibi suyun çeşitli formları olarak binaya zarar verir. Gelişen inşaat teknolojileriyle bunlar artık biraz daha geride kaldı. Bu konuda bilincin de artık daha arttığını düşünüyoruz. Su yalıtımının doğru şekilde uygulanmasıyla bu sorunların tamamen ortadan kaldırılması mümkün. 
“Çatılarda hedeflenen konforu yakalamanın yolu binalara özel yapılacak projelerden geçiyor”
Çatılar, zorlu iklim koşullarından en çok etkilenen alanların başında geliyor ve doğru projelendirilmeyen yapılar ömrünü tamamlayana kadar olan süreçte birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Çatı yalıtımı söz konusu olduğunda, farklı iklim şartlarının görüldüğü illerde projelendirilen çatılarda, uzun süreli enerji verimliliğinin sağlanması ve sağlıklı, konforlu ortamların yaratılması için gereken yalıtım kalınlıkları nelerdir? Yalıtım kalınlığı noktasında Türkiye’deki uygulamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Binalarımızın çoğunda çatı, temel, dış cephe ve pencerelerinde yeterli özellikte ısı yalıtımı olmadığı için yüksek miktarlarda enerji kaynağı (petrol, doğal gaz, kömür) tüketmekteyiz. Tükettiğimiz enerjinin büyük bölümünü eğer gerekli önlemleri almazsak çatılarda kaybediyoruz. Çatıların doğru detay ve doğru malzemeyle sistemine uygun projelendirilmesi, konusunda uzman kişiler tarafından yaptırılması gerekir. Enerji kaynakları sınırlı hatta olmayan bir ülke olarak Türkiye mevcut enerji tüketiminde de tasarruflu davranmak zorundadır.
İstanbul’daki bir binada ihtiyaç duyulan yalıtım uygulamaları, Erzurum gibi daha sert iklim koşullarının hâkim olduğu coğrafyalarda ihtiyaç duyulan yalıtım uygulamalarından farklıdır. 
Aynı bölgede bulunsa bile her bina ve yapının projesi kendine hastır. Her binanın ayrı ayrı ihtiyacının ne olduğu doğru hesaplanmalıdır. Hedeflenen konforu sağlamanın yolu, bu hesabın ortaya çıkardığı sonuca göre, doğru ürünün, doğru uygulanmasından geçiyor. Yalıtım yapılırken yalıtım malzemesi, aksesuarlar, yan ürünler, bağlantı elemanları, emniyet tedbirleri, iskele, işçilik gibi giderler yapılır. Yalıtım malzemesinin kalınlığının artırılması malzeme fiyatı dışında diğer giderleri etkiler. Yalıtım malzemesi kalınlık farkı parasal olarak tüm giderler içinde çok küçük bir oranda kalacağı için, doğru kalınlıkta yalıtım malzemesi kullanmak akıllıca olacaktır. Dolayısıyla ısı yalıtımının doğru noktalarda ve bölgesine bağlı olarak ülkemiz açısından düşünürsek doğu bölgelerinde ısı yalıtımının kalınlık olarak yeterli miktarda ve doğru bir şekilde uygulanması lazım.  Son 10 yıl içinde birçok ilimizde iklim bölgelerine uygun ve ihtiyaçları karşılayan yalıtımlar uygulandığını söyleyebiliriz. Ancak bu yolla tasarrufu sağlayabiliriz.
Fırtına sebebiyle İstanbul’da 100 adet çatı uçmuştu veya yine benzer bir açıklamayla çatıların zarar gördüğüne dair ifadelerle karşılaşıyoruz. Yapı sektöründe bu tip zararların ortaya çıktığını gördüğümüz tablolarla artık çok daha fazla karşılaşıyoruz. Çatı, yapı içinde konfor düzeyini en üst seviyede tutmaya yarayan yapı bileşenlerinden biridir ve hem yapımı hem de kullanımı sırasında karbon ayak izi en fazla olan ve enerjiyi en fazla tüketen alanlar arasındadır. Son yıllarda çatılarda enerji tasarrufu anlamında bir bilinç olduğundan bahsedebiliriz. Binalarımız uygun ısı yalıtım katmanlarıyla biraz daha korunaklı ve tasarruflu daha enerji verimli hale getirilebildi diye düşünebiliriz ama bu yine de önemli bileşenlerden birini de çatı kısımlarında yalıtım bilincine sahip olmak oluşturuyor. Bina içinde konforlu dediğimiz 20-22 derecelik seviyeleri koruyabilmemiz için şapkamız olarak gördüğümüz çatı kısımlarını da tek bir çizgi olarak değil yüzey değil aslında bir sistem olduğunu aklımıza getirmemiz gerekiyor.
Özellikle kış döneminde çatı kaplamalarında nelere dikkat edilmeli? ÇATIDER’in önerileri nelerdir? 
Çatı kaplamalarında dikkat edilmesi gereken nokta şudur; yeni yapılan binalarda çatıların planlama aşamasında, projelendirme yapılırken içinde her türlü teknik hesaplar ve bilgiler dâhil olmalıdır. Bununla beraber kalite ve standartlara uygun ürünlerin seçimi ve tabii ki konusunda uzman tecrübeli hizmet almaktan geçer. Yapım veya bakım süreçlerinde çatı projesinin yapılmaması, yapım tekniklerine uyulmaması, standart dışı malzeme kullanılması veya yapım işlerinin bilgisiz, yetersiz ve belgesiz kişilere bırakılması durumunda yapılar riske açık hale geliyor. Benzer üzücü kazalar yaşamamak için, çatılarımızı standartlara uygun hale getirmeliyiz. 
Kalitenin daha arka planda kaldığı, uygulamanın daha az önemsendiği ama maliyetin daha ön planda olduğu bir yaklaşım, olumsuz sonuçların ortaya çıkmasında önemli bir etken haline dönüşebiliyor. Ekonomi elbette dikkate alınması gereken önemli bir konu. Ancak işin ekonomik boyutuna, uygulanabilir vasıftaki ürün ve işçilik kalitesinin seçiminden sonra bakmak gerekir. Bu yapılmazsa, çok kısa süre içinde tamirat, bakım gibi ilave masraflarla karşılaşmak durumunda kalabiliyoruz.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün hazırladığı Türkiye 2020 Yılı İklim Değerlendirmesi Raporu’na göre 984 sıra dışı hava olayı yaşandı. 2020’de kaydedilen sıra dışı hava olayları listesinde ilk sırayı şiddetli yağış ve sel aldı. 2021’de ise 1024 sıra dışı hava olayı gerçekleşti. Bunun yanı sıra kar yükü dolayısıyla yeni olmasına rağmen çatı çökmelerine şahit oluyoruz. Kısacası iklimimiz değişiyor, buna göre daha tedbirli olmamız gerekiyor. Eski alışkanlıklarımız, bildiklerimizle değil günümüzün değişen koşullarına göre uygun önlemler almamız şart.

Etiketler:

Çatıder, Çatıder Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Şenal, enerji verimliliği, çatı, cephe, çatı sistemleri, cephe sistemleri, güneş enerji sistemleri,

Paylaş:
İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN
Our site uses cookies. Learn more about our use of cookies: cookie policy

Sign Up for Our Newsletter